ENGELLENEN SPOR SALONU
Yavuz Kocaömer Radikal
Konumuz, İstanbul Bahçelievler deki spor salonu. Bu salon, yapıldığı günden beri engelliler sporunu engellemekten başka bir işe yaramıyor. 1997 yılının ikinci yarısında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, o zamanki Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Yücel Seçkiner, Özürlülerden Sorumlu Devlet Bakanı Hasan Gemici, Vali Kutlu Aktaş, Gençlik ve Spor Genel Müdürü Tevfik Sarpkaya’nın katılımlarıyla açılan ve üzerinde yazılan adıyla İstanbul Özürlüler Spor Salonu iyi niyetli bir girişimin sonucu özürlülere tahsis edilmek üzere hizmete sunulmuştu. Düşünce güzel ancak, uygulama tam bize göre! “Ben yaptım oldu” mantalitesi, yani işi detaylı olarak incelememek, bir başka deyişle, kimse alınmasın “Dostlar alışverişte görsün” hesabı…
Engelliler için yapıldığı söylenen spor salonunda engellilere ait sadece iki tane rampa var. O tarihte tuvalet ve banyo kapıları tekerlekli sandalyenin giremeyeceği kadar dar tutulmuş, salonun zemini tekerlekli sandalyelerin doğru dürüst çalışmadığı bir maddeden yapılmış, tribüne çıkarak maç seyredecek engelli tekerlekli sandalyeli insanların maç sırasında herhangi bir ihtiyaçlarını nasıl karşılayacakları bile düşünülmemişti. Daha sonra spor medyasının üzerine gitmesi ve Engelliler Spor Federasyonu nun girişimleriyle GSGM İstanbul İl Müdürü Vedat Bayram hiçbir mecburiyeti olmadığı halde tuvaletlerin girişini genişletmiş, fakat diğer konularda “Yetkim ve bütçem yok” diyerek işin içinden çıkmıştır. Çünkü bu salonun mülkiyeti İstanbul İl Özel İdare Müdürlüğü ne aittir.
Bu seneki Engelliler Tekerlekli Sandalye Basketbol lig müsabakaları söz konusu salonda oynanmaya baslamıştır. Sonuç şimdiden bellidir. Her maçta tekerlekli sandalyelerin lastikleri aşınacak, her birinin değeri bir milyar olan bu sandalyeler kısa sürede kullanılamaz hale gelecek, düzeltildiğini yukarıda belirttiğimiz tuvalet ve banyolar yine de engelli insanların kullanım kolaylıklarından oldukça uzak olduğu için problemler çıkacak, tribündeki engelli bir seyircinin maç esnasındaki tuvalet ihtiyacını giderebilmesi için maçın durdurulması gerekecektir.
İl Özel İdare yetkililerine bunları söylediğimizde “Canım salonu yaptık ya” diyerek konuya çözüm getiriyorlar. Salon yapmak önemli değil, Türkiye nin her tarafinda yapılmış ve yarım kalmış birçok spor salonu var. Bunların birçoğu da maalesef sağlıklı şartlarda engelli olmayan insanlar için bile spor yapmaya elverişli yerler değil. Sonra, olimpiyata talip oluyoruz. Ama bilindiği gibi her olimpiyattan 15 gün sonra yine yaklaşık 150 ülkeden 4 bin sporcunun katıldığı paralympicslerin yapılması bu dev organizasyonu düzenleyen ülke ve şehir için bir ek koşuldur.
Aslında, Türkiye de sporu yönetenlerin çoğu engelliler sporuna dudak bükmekte, “Sakatın da sporu mu olurmuş” demektedirler. Haklıdırlar!… Sağlam insanlara spor yaptırmaktan, sporu ülke çapında yaymaktan ve alt yapısını organize etmekten aciz böyle bir teşkilat ve onun bir kısım yöneticileri mi sakatlara spor yaptırmayı düşünecek?