GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
ENGELLİLİKLE İLGİLİ İZLEMENİZ GEREKEN FİLMLER
| Posta

ENGELLİLİKLE İLGİLİ İZLEMENİZ GEREKEN FİLMLER

Engellilikle ilgili filmler, yalnızca farklı toplumlardaki pek çok insanın hayatına büyük bir pencere açmaz, aynı zamanda mükemmel bir ilham kaynağı da olabilir. Bu filmler sıklıkla cesaret, kararlılık ve karakterlerin olumsuzluklara rağmen hedeflerine ulaşmaya çalışan dinamik bir kombinasyonunu ortaya koyar ve bakış açılarımızı etkiler. Engellilikle alakalı izlemeniz gereken 10 sinema filmini sizler için derledik. Ancak bu hafta 5 tanesine yer verebiliyoruz. Devamını haftaya sizlerle paylaşacağız.

1) THE SECRET GARDEN (GİZLİ BAHÇE)

Marc Munden’ın yönettiği filmde Dixie Egerickx, Colin Firth ve Julie Walters rol alıyor. “Eğer bakmayı bilirseniz, aslında bütün dünya bir bahçe” diyen filmde; Hindistan’da büyüyen Mary (Dixie Egerickx), annesiyle babasını kaybettikten sonra eniştesinin yanına İngiltere’ye gönderilir. Hırçın, bencil, somurtkan ve mutsuz bir kız olan Mary, bataklığın ortasına inşa edilmiş 600 yıllık tuhaf bir malikanede hizmetlilerin bakımına bırakılır.

Başlangıçta kasvetli ve ürkütücü bulduğu malikaneden de çevresindeki insanlardan da hoşlanmayan Mary kısa bir süre sonra hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını keşfeder. O malikanede onu bekleyen gizli bir bahçe vardır. Yabani otlarla dolu metruk bahçenin aslında büyüleyici güzelliklerle çevrili olduğunu, kendi gizli bahçemizin farkına varıp ona gereken özeni gösterdiğimizde bambaşka bir dünyanın kapılarını araladığını anlatır bize ‘Gizli Bahçe.’

2) THE THEORY OF EVERYTHING (HER ŞEYİN TEORİSİ)

James Marsh’ın yönettiği ‘Her Şeyin Teorisi’, fizikçi Stephen Hawking’in hayatını konu ediyor. İngiliz yapımı filmde Eddie Redmayne ve Felicity Jones rol alıyor. Film, İngiliz fizikçi ve teorisyen Stephen Hawking’in (Eddie Redmayne) hayatını ve karısı Jane Hawking ile olan ilişkisini, üniversite döneminden itibaren ele alıyor. Stephen Hawking, Cambridge Üniversitesi’nin dehasıyla dikkat çeken bir öğrencisiyken 1965 ve 1991 yılları arasında evli kalacağı Jane Wilde (Felicity Jones) ile tanışır. İkisinin birlikteliği, Hawking’e henüz 21 yaşındayken teşhisi konulan hastalıkla başka bir boyut kazanır. Tüm olasılıklara meydan okuyan çift evlenip çocuk sahibi olur. Yıllar Hawking’in hastalığını daha da şiddetlendirir ve sonunda ilişkilerinin sınırlarını zorlayan bir noktaya sürükler.

3) MILLION DOLLAR BABY (MİLYONLUK BEBEK)

Clint Eastwood’un yönettiği, Akademi Ödülü almış, 2004 yapımı, Amerikan filminin oyuncuları Clint Eastwood, Hilary Swank ve Morgan Freeman. Frankie Dunn (Clint Eastwood), tüm hayatını ring için dövüşçü yetiştirerek geçirmiştir. Boksörlerine öğrettiği en önemli ders, hayatın temel kuralıdır: Her şeyin ötesinde daima kendini koru.

Zaman içinde kızından kopmanın acısı ile uyanışa geçen Frankie, uzun zamandır hiç kimseyle fazla yakınlaşmamıştır. Frankie’nin salonuna bakan, tek arkadaşı eski boksör Scrap, onun hırçın mizacının ardında 25 yıldır affedilmeyi bekleyen bir adamın olduğunu bilir. Bir gün Maggie Fitzgerald (Hilary Swank) isminde bir kız kapıdan içeri girer ve boks öğrenmek istediğini söyler.

4) I AM SAM (BENİM ADIM SAM)

Jessie Nelson’ın yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği, Sean Penn’in ‘Sam’i canlandırdığı Amerikan yapımı filmin konusu şöyle: Sam Dawson (Sean Penn) beyninde bir gelişme problemi olan, bu nedenle de 7 yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip, karısı tarafından terk edilmiş, kızıyla birlikte yaşayan bir babadır.

Tüm zihinsel engellerine rağmen iyi bir sosyal çevresi ve mutlu ailesi olan Dawson’ın asıl sorunları kızı 7 yaşına geldiğinde başlar. Kızı Lucy’nin (Dakota Fanning) doğum günü partisinde eve gelen bir sosyal güvenlik çalışanı baba ve kızı trajik bir sona sürükler.

5) WHAT’S EATING GILBERT GRAPE (GILBERT’İN HAYALLERİ)

1993 Amerikan yapımı filmin başrollerini Johnny Depp, Juliette Lewis ve Leonardo DiCaprio paylaşıyor. Filmin özeti şöyle: Küçük bir kasabada sıradan bir yaşam süren Gilbert’ın (Johnny Depp) hayatı sorumluluklarından ibarettir. Bir yandan obez olan annesi, diğer yandan ise otizmle boğuşan kardeşiyle ilgilenmek zorundadır.

Hayatındaki en olağan dışı durum ise kasabalarından geçmekte olan Becky (Juliette Lewis) ile karşılaşması olur. Becky, Gilbert’ın hayatına adeta güneş gibi doğar. Ona daha önce hiç karşılaşmadığı aşkı armağan eder. Ancak Gilbert’ın omuzlarındaki sorumlulukları bu aşka engel olur.