GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Milliyet

GALATASARAY, FENERBAHÇE VE ENGELLİLER SPORU

Beş senedir üyesi olduğum Galatasaray Spor Kulübü`nü engelliler sporuna sokmak için uğraşıyorum. Faruk Süren zamanında başlayan çabalarım bugüne kadar bir sonuç vermedi.Geçen yıl, “Önümüzdeki yıl Galatasaray`ın 100. senesi. Herhalde bir – iki engelli turnuvası organize eder, böylece bu kulübümüzü de engelliler sporuna ısındırırız” diye düşünmüştüm. Yanılmışım! Aralık ayında Turgay Kıran`la aldığımız randevuya gittim. Kendisi maalesef gelmedi. Daha sonra da karşılaştığımızda randevu saatini yanlış bildiğini belirtti. Bir daha da ses çıkmadı.Galatasaray`ın son yönetiminin “beceriksizliklerle dolu uygulamaları keşke engelliler sporunda da kendini göstermese idi” diye düşündüm.Fenerbahçe`ye gelince; Başkan Aziz Yıldırım, araya giren dostlar vasıtasıyla yaptığımız görüşmelerde, “Tekerlekli sandalye basketbol bölümünü açarız. Sonra ben buradan giderim, bunlar ortalıkta kalır endişesini taşıyorum” demiş. Kendi düşüncesidir. Ama bu dünyada yeri doldurulmayan insan olmadığını da tarih her zaman göstermiştir. O zaman, Aziz Yıldırım bir gün Fenerbahçe`yi bıraktığı zaman Fenerbahçe Kulübü kapanacak mı?

Saran`a teşekkürHer iki büyük kulübümüzün de bilmediği, göz ardı ettiği bir husus var. Engelliler sporu acınacak insanların yapmaya çalıştığı bir rehabilitasyon çalışması değildir. Uluslararası alanda engelsiz sporculara yaklaşan dereceleri ile rekorlar kıran engelli sporcular mevcuttur. Ayrıca bu iki büyük kulübümüzün engelliler sporuna girmesinden sonra milyonlara varan taraftarları da bu spora sahip çıkacaklarıdır. Aynen Beşiktaş örneğinde olduğu gibi.Keşke bir imkan olsa da Özhan Canaydın`ı ve Aziz Yıldırım`ı bir tekerlekli sandalye basketbol maçına götürebilsek. Eminim engelliler sporuna bakış açıları o gün değişecektir.Bu arada iki Fenerbahçeli genç arkadaşım Mehmet Karasu ve Sadettin Saran`a engelliler sporuna verdiği destekleri dolayısıyla şükranlarımı sunmak isterim. Anadolu Yakası Engelliler Spor Kulübü`nün kapanma noktasına geldiği anda devreye girerek ana sponsorluğunu üstlenen Sadettin Saran, “Adam gibi adam” olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi.