| Posta

GÜZEL BİR MEKTUP ALDIK…

Ali Asker Koçak, 7-8 sene önce Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) bursiyeriydi. Başarılı bir şekilde okulunu bitirip veteriner hekim oldu. Daima TESYEV ile birlikteydi.

Hep yanımızdaydı

Fikirler verdi, destek oldu. Kendisine TESYEV’de Mütevelli Üyemiz olmasını teklif ettiğimizde hemen kabul etti. Geçtiğimiz 10 Mart günü TESYEV’in genel kurulu yapıldı. Ben bir işim dolayısıyla katılamadım. Ertesi günü Ali Asker’den aşağıda okuyacağınız mektubu aldım. O mektubu aşağıda paylaşıyorum…

Senin dostluğun yeter

Ali Asker, sen her şeye layık, dürüst, çalışkan ve vicdanlı birisin. Bizlerle beraber olduğun için çok mutluyuz. TESYEV’e maddi destek olamıyorumdiye üzülme. Her şey maddiyat değil. Senin dostluğun, kardeşliğin bize yeter.

‘Film gösterimi yapıldı’

“Bugün toplantıda Down Sendromlu bir çocuğun TESYEV tarafından tedavi edilişini anlatan, ailesinin sözlerini aktaran 5 dakikalık film gösterisi yapıldı.

‘Elim kalkmadı’

Çok duygulandım. Temenni kısmında yüreğimin derinliklerinde vakfın mütevelli heyet üyelerine bir şeyler söylemem gerektiğini hissettim. Ama nedense elim kalkmadı, sanki hayatımda daha olgunlaşmamış eksik kalmış bir şeyler vardı.

‘Konuşamadım, pişmanım’

Kalbim bu insanlara teşekkür etmemi istedi. Uygun düşer mi bilemedim. Aslında ne kadar büyük işler yaptıklarının ne kadarının farkındalar bilemiyorum. Kalbimin içinde duygularım bağırıyordu ve ancak ben konuşursam duyacaklardı. Kalkıp ‘Ben TESYEV’in eski ve ilk bursiyerlerindenim. Verdiğiniz burslarla okudum. Hayatım kurtuldu, hayatlar kurtardım’ diyemedim, pişmanım. ‘Aileme çok büyük faydam oldu. Beni okuttunuz, anneme ev aldım, kız kardeşlerimin üniversite masraflarını üstlendim, bu yıl mezun oluyorlar’ diyemedim, pişmanım. ‘Evlendim, kendime ev, araba aldım’ diyemedim. Benim için başarı sayılan bu durumu, o insanlarla paylaşmayı istedim. Nedense konuşamadım. Belki bunları söylemek beni utandırdığı içindir.

‘Küçük yürekler büyük mucize’

Aslında, bu kısa sürede yaptıklarımı anlatmak isteğim, başardıklarımı dile getirmek için değildi. Amaç, mütevelli heyeti üyelerinin yaptıkları yardımlarla, küçük yüreklere dokunup gerçekleştirdikleri bu büyük mucizeyi görmelerini ve hissetmelerini sağlamaktı. Yaptıkları bu çalışmayla toplumda ne kadar büyük yer kapladıklarını göstermekti. Birilerinin bunu dile getirmesi gerekiyordu.

‘Ellerinizden öpüyorum’

Nedense elim kalkmadı, pişmanım. Toplantıda, sizler iyi yürekli insanlarsınız, sizlerin önünde saygıyla eğiliyorum. Sizler dünyanın ne kadar fani, insanlara yardım etmenin ne kadar baki ve yüce bir maneviyat olduğunu hissedenlersiniz. Bundan dolayı ellerinizden öpüyorum diyesim geldi. Diyemedim. Üzgünüm.

‘İlk toplantıda…’

Neden konuşmadığımı biraz düşündüm; sanırım vakfa şu ana kadar bağışta bulunmayışımın utancı ve ezikliği olsa gerek. Benim iş kurup üretime geçmem sanırım 2-3 yılımı alır. Başarılı olursam vakfa çok ciddi bağışlarda bulunacağım. Bu duygularımı bundan sonraki ilk toplantıda dile getirmek istiyorum.

‘İyi ki varsınız’

Konuşmadığım için üzgünüm. Niye bu kadar çok üzüldüğümü bilmiyorum. Sadece konuşmam gerektiğini hissettim. Yavuz Ağabey iyi ki varsın, iyi ki varsınız. Seni seviyorum. Allah’ım yar ve yardımcın olsun. Bugün toplantıda yoktunuz, yokluğunuz çok belli oluyordu.”

CEZAEVİNDEKİ KADER MAHKUMU KARDEŞLER GÖNÜL KOYMASIN

Sizlerden çok sayıda mektup geliyor.Bunların sıraya konularak köşemizde yayınlanması için 1 yıldan fazla bir zamana ihtiyaç var. Bu bakımdan mektuplarınızın yayınlanması gecikirse bizi anlayışla karşılayın. Bir diğer konuise, daha önce de defalarca yazdığımız gibi, hanım arkadaş arayan, evlenmek isteyen kardeşlerimizin mektupları. Onları bu köşede yayınlayamıyoruz.Allah hepinizin yardımcısı olsun.

GÜZEL SÖZ

Kitaplarda dost gibi az fakat iyi seçilmiş olmalıdır. JOINAIRE

sonu