GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

KAYA ÇİLİNGİROĞLU , AYŞE ARMAN, BALÇİÇEK PAMİR

Sevgili okurlarım , bu haftaki yazıma başka başlık bulamadım. ‘’Okuduğunu anlamayan köşe yazarları mı ‘’ deseydim , ‘’ Lafı tersinden anlayan gazeteciler ‘’mi yoksa ‘’ Bunlar nasıl köşe yazarı olmuş ? ‘’ mu deseydim karar veremedim. Yazımı okuduktan sonra kararı siz verin.

28 Eylül tarihinde Ayşe Arman , Hürriyet Gazetesi’nde şöyle yazdı : Son iki haftadır Kaya Çilingiroğlu ile röportaj yapabilmek için uğraşıp duruyordum . Çilingiroğlu ‘’ Hürriyet , üyesi olduğum bir vakfa 24 milyar bağışta bulunursa hemen konuşurum ‘’ dedi. Ne var ki Hürriyet , prensip olarak böyle bir şeyi kabul etmedi , etmez. ‘’

Daha sonra 1 Ekim günü Sabah Gazetesi’nin Cumartesi ekinde Balçiçek Pamir isimli köşe yazarı şöyle yazdı: ‘’ Öncelikle gazeteci Salih Keçeci’yi kutlamak gerek. Ayşe Arman’a ancak 24 milyara röportaj vereceğini söyleyen Çilingiroğlu , ona içini bedavaya dökmüş. Niye 25 değil de , 24 milyar ona da pek anlam veremedim. Bu arada bu iş gittikçe sarpa sarıyor. Düşünsenize her röportaj yapmak istediğimiz kişinin para istediğini . Mesleği bırakmamız gündeme gelebilir yani. ‘’

Hadi buyrun bakalım !

Bir insanı tanımadan, onun ne söylediğini anlamadan ‘’ Benden üyesi olduğu vakfa 24 milyar lira istedi . ‘’ ‘’Yok efendim , niye 25 değil de, 24 milyar istedi’’ diye olayı küçümsemelerini konunun gerçeğini anlatmamayı , belki de anlatamamayı ne Ayşe , ne de Balçiçek Hanım’a yakıştırabiliyorum. Yıllardır yazılarının önemli bir bölümünü keyifle okuduğum bu iki yazarın , bu kadar boş ve konuları anlamadan yazı yazdığını daha önce niye saptayamadım diye kendi kendime de kızıyorum. İşte olayın gerçeği : Hülya Avşar yaklaşık 8-9 yıldır tanıdığım ve arkadaşımdır. Kendisiyle müşterek bir dostumuz vasıtasıyla tanışıp Engelliler Spor Federasyonu Başkanlığı yaptığımda yönetim kurulunda birlikte çalıştık. Rahmetli babasını çok yakından tanıdığım , babamın dostu olan bir insan olması dolayısıyla , Kaya Çilingiroğlu’nu da uzaktan tanırdım.

2001 yılında tanıştık

Kaya Çilingiroğlu’na bir akşam Swiss Otel’de oturup saatlerce ülkemizdeki engellilerin durumunu anlattım. Beni sıkılmadan dinledi ve hemen ertesi gün telefon ederek ‘’Ağabey, akşam senle görüşelim’ ’dedi. Buluştuğumuzda ‘’ Ben çok etkilendim, bugün de tanıdığım birkaç dostuma seni sordum. Ben bu işte sana destek olmak istiyorum. ‘’ dedi.

O günden beri

O günden beri , Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı ‘nın (TESYEV) mütevelli üyesi olan Kaya Çilingiroğlu ( benim gibi bu konularda çok duyarlıdır ve gözünü budaktan sakınmaz ) engelli insanlar için bir şeyler yapmaya çalışan birini şaşırtacak kadar ileri gitti. 1.5 yıldır da yönetim kurulu üyemiz. Tabii ki Hülya’nın da desteği devam ediyor. Hülya Avşar geçen yıl 3 Aralık’da yaptığımız Engelliler Günü Balosu’’ nda 2 saatten fazla sahnede kaldı. Oradakilere unutulmaz bir gece yaşattı. Abartmıyorum belki de sanat hayatının sahnelerdeki en yüksek performansını gösterdi. Her ihtiyacımızda yanımıza koşan Hülya’nın yanında Kaya , engelli insanlar için farklı olmuştu. Çünkü o devamlı bizle beraber , her gördüğü , karşılaştığı insandan (ki ben de öyleyim ) engelli insanlar için bir şeyler kopartabilmek , onların yaşam şartlarını değiştirebilmek , katkıda bulunmak için yanıp tutuşan bir insandır.

81 Engelli öğrenci

Geçtiğimiz yıl , bir gün ofisinde otururken yüzlerce engelli gencimizin zor şartlarda üniversitelerde okuduğunu , bizim vakıf olarak gücümüzün ancak 80- 90 öğrenciye burs vermeye yettiğini söylediğimde telefonu eline aldı. Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören, Mehmet Hanif, Osman Hacıbekiroğlu, Faruk Erdoğan, Hüsnü Güreli, Süleyman Kosif, Ayhan Bermek , Celal Kolotoğlu, Erdem Kramer , Şansal Büyüka, Kıvanç Oktay, Levent Kızıl, Mehmet Dora ve şuanda ismini hatırlayamadığım birkaç dostunu daha arayarak 2 saat 15 dakika içinde 81 engelli öğrencimize eğitim bursu temin etti. Bu öğrencilerin tamamı , devlet üniversitelerinde okuyan, en az yüzde 40 engelli olan, derslerinde başarılı ve maddi yardıma ihtiyaç duyan engelli insanlar arasından titizlikle seçilen gençlerdir.

Kaya’yı durdurmak zor

Bu yıl Mayıs ayında rahmetli babası Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu anısına Antalya’da yapılan 4’üncü kez golf turnuvası düzenlendi. Bu turnuvaya Kaya’nın ısrarı üzerine Almanya’dan tekerlekli sandalyeli bir golfçüyü getirdik. Onun hem turnuvaya katılmasını sağladık, hem de Türkiye’de golf oynayan insanlara , tekerlekli sandalyede golf oynayan birinin ne kadar başarılı olduğunu gösterdik. O günlerde kendisine çok güzel oyuncaklar, elbiseler alınmış bir çocuk gibi heyecan ve sevinçle nasıl ordan oraya koştuğunu bizzat gördüm.

5 çocuk dahaTurnuva günlerinde Antalya’da otururken ‘’ Gel seninle tavla oynayalım’’ dedi. Ben ‘’ Bedava oynamam. Yemeğine, gömleğine, ama bir şeyine oynayalım ‘’ dediğim zaman ‘’ Abi onları bırak. 5 engelli çocuğa burs için sen , benimle bir partiye var mısın ? ‘’ dedi ve beni yendi. Onu takip eden 10 gün içinde , her gün cep telefonuma mesaj göndererek ‘’ Burs parasını yatırdın mı ? ‘’ , ‘’Paran mı yok ?’ , ‘’ Kumar borcu namus borcudur . Hadi artık öde ‘’ diye neredeyse beni taciz ediyordu. Ben de o günlerde Almanya’da olduğum için vakfa parayı yatıramamıştım. Bunu da bilmesine rağmen vakfa burs parasını yatırtana kadar bana rahat vermedi.

Aramızdaki konuşmalar

Aramızdaki özel konuşmalarda engelli insanların çektiği ızdıraplara tahammül edemediğini, biz sağlam insanların istediğimizi yapabildiğimizi , isteğimiz yere gidebildiğimizi , bunu neredeyse bir haksızlık olarak gördüğünü söylüyordu. Bazı arkadaş ve dostlarından , yönetim kurulunda olduğu Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’na ( TESYEV ) destek alamayınca kızıyordu. Böyle durumlarda Kaya’yı sakinleştirmek bana düşüyordu.

Ayşe Arman

Ayşe Arman kendisinden röportaj yapmasını istediğinde , söylediği şuydu : ‘’Böyle bir röportajı seve seve yaparım. Hürriyet olarak 20 tane engelli öğrenciye burs verirseniz, bunun da bedeli 24 milyar liradır.’’ Burada Kaya bir hesaplama hatası yapmıştı. Çünkü 20 öğrencinin 1 yıllık bursu 34 milyar liraydı.

Böyle ulvi bir amaçla , Kaya Çilingiroğlu 20 tane engelli öğrenciye burs temin etmek için bu parayı talep etmiştir. Bunun neresi yanlıştır ? Ama Ayşe Arman engelli öğrencilerden , Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfın’ndan (TESYEV ) hiç bahsetmeden ‘’ Üyesi olduğu bir vakfa 24 milyar lira istedi ‘’ diye herkesin kafasında sorular oluşmasına neden oldu.

Balçiçek Pamir de hemen onun peşinden giderek , birkaç gün sonra ‘’ Niye 25 istemedi de 24 milyar istedi ? ‘’ diye ahkam kesti. ‘’ Ne demek bir insanın röportaj için para istemesi ‘’ diyerek hem bu konudaki bilgisizliğini , hem de gazeteciliğinin ne kadar yüzeysel olduğunu gösterdi.

Ben gazeteci değilim. Bu satırlar için de ne gazetem POSTA’dan ne de Milliyet’ten tek kuruş almıyorum. Biz gönül adamıyız. 5 senedir bu hizmeti ücretsiz olarak POSTA Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni sevgili Rıfat Ababay’ın ve diğer arkadaşlarının desteği ile ( bazen de benim kaprislerimi görmezden gelerek , uğraştığımız konuların ne kadar önemli olduğunu bildiklerinden ) bu ülkede binlerce, on binlerce insana hizmet götürüyoruz. Bunları bilmeden, sırf Kaya Çilingiroğlu’nu köşelerinde yazmak için , gerçekle ilgili olmayan bir takım şeyler varmış havasını uyandıran , gerek Ayşe Arman’ı gerekse Balçiçek Pamir’i esefle kınıyorum. Severek okuduğum bu iki yazarı da bundan sonra artık okumayacağım. Çünkü, anladım ki onlar birçok konuda yüzeysel . Sansasyonel olabilmek için konuları gerçek şekilde yansıtmayıp insanları şüpheye düşürebiliyorlar.

Tam yazımı bitirirken aklıma geldi : ‘’ Sahi, yanlış mı hatırlıyorum, bundan 5.5 yıl önce Nisan 2000’de bir yazısında zihinsel engelli bir çocuğa ‘’ mongol ‘’ diyen bu Ayşe Arman değil miydi ? Tanrı hepimizi insanları küçümsemekten, aklımızın, hırslarımızın önüne geçmesinden korusun !

Bilgi sahibi olmadığını bilmek de bir tür ilim sahibi olmaktır .

Konfüçyüs