GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

LOKMAN AYVA NEREYE KOŞUYOR?

Son seçimlerde , görme engelli Lokman Ayva , Adalet ve Kalkınma Partisi’nden milletvekili seçilince , Türkiye’deki milyonlarca engelliyle birlikte ben de çok sevinmiştim. Onların içinden gelen , kendi de engelli olan bir insanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde engelli haklarını savunacağını, bugüne kadar engelli camiasında sağlanamamış olan birliğin bu vesileyle kurulacağını düşünmüştüm. Aradan geçen yaklaşık 3.5 yılda Lokman Ayva her konuştuğunda , biraz daha hüzünlendim , yanıldığımı anladım. En son Star Gazetesi’nde 5 Şubat günü kendisi ile yapılan bir söyleşide Lokman Ayva yine hem tribünlere oynuyor hem de bazı engelli derneklerine ağır şekilde hakaret ediyordu.

Rüyamda Başbakan’ı görürüm

Lokman Ayva bir soru üzerine şöyle cevap veriyor : ‘’ Başbakan’ı sık sık rüyamda görürüm. Kafam hep onunla olduğu için sık görürüm. Herkes Başbakan’ı çalıştırmaya çalışıyor. Başbakan, bizim milletvekili olmamızı niye sağlar ? Kendisine iş mi getirelim yoksa çözelim mi ? diye. ‘’ Şimdi soruyoruz: ‘’ Sayın Lokman Ayva , madem Başbakan’ı rüyalarınıza girecek kadar seviyorsunuz da, engelli grupları arasında size uzak olanlara, sizi eleştirenlere sert bir dille yaklaşıp onlara hakaret etmek yerine , niçin Başbakanınıza destek olmuyorsunuz ? 3 Aralık 2004 günü çıkan ‘’ 2005 Engellilerin İstihdam Yılı ‘’ adlı 2004 / 28 sayılı Başbakanlık Genelgesi’ne sizin sahip çıkmanız gerekmez miydi ? Bu sütunlarda tam 1.5 senedir Türk Hava Yolları’nın kaç engelli çalıştırdığını defalarca sorduk , sonunda öğrendik. Ve gördük ki bu kurumumuz yasalara karşı geliyor. Bunun gibi diğer devlet kurumlarında da yasaların öngördüğü engelli çalıştırma oranının uygulanmadığını benden daha iyi biliyorsunuz. Kongrelerde, internette , muhtelif belediyelerin günlerinde dolaşacağınıza , bu genelgenin takipçisi olsaydınız hem Başbakanımıza hem de ülkemizdeki engellilere daha faydalı olmaz mıydınız ? ‘’ ‘’ Yasa çıkardık ‘’ diyorsunuz. Uygulanmayacak yasaları bu millet artık görmekten bıktı. Siz önce mevcut yasaları uygulatın. İstihdam konusunda daha kısa bir süre önce Bağcılar Belediyesi’nde yaptığınız konuşmada ‘’ Engellilerin işe yerleştirilmemeleri ile ilgili olarak çalışmalarımızı , işverenleri bu konuda daha bilinçli hale getirmek ve desteklemek için sürdürüyoruz ‘’ dediniz. O çalışmaları sürdüreceğinize , mevcut yasaları uygulatsanıza ? Öncelikle devlet kurumlarına çoğunluklu hükümete sahip bir partinin milletvekili olarak , açık olan engelli kadrolarını doldurtmak için çaba göstersenize . Bu kadroları ısrarla doldurmayan devlet kurumlarının yasalarda ön görülen cezaları yatırıp yatırmadığını kontrol ettirsenize. Ama siz işin kolayına kaçıp, klasik deyimiyle siyasetçilik yapıyorsunuz.

Bürokratlardan şikayet

Yine aynı söyleşinizde ‘’ Hepimizin , patronunun millet olduğunu unutmaması gerekiyor. Yani siyasetçiyi öne çıkarırım , onlar yesinler dayağı , biz işimizi görelim demek doğru olmaz. Bürokrasinin , vatandaşa patron olarak yaklaşması kabul edilir bir anlayış değildir. Bürokratların çoğu böyle değil , ama milletvekilini cahil , cühela sanan bir sürü bürokrat hala var. ‘’

Söylediklerinizde haklı olduğunuz taraflar olabilir. Ama daha iktidara geldiğinizin birinci ayında ‘’ 6 ay içinde ‘’ Özürlüler Yasası’’ nı çıkaracağız. Bu benim değil partimin bir sözüdür ‘’ diye televizyonlarda konuşurken , o kızdığınız bürokratlara danışsaydınız , sözünüzü 2.5 yıl sonra yerine getirmek zorunda kalmazdınız.

Nedir bu şiddet?

Dikkat ediyoruz söylemlerinizin içinde dayak, sopa, değnek gibi kelimeler çok geçiyor. Sizin gibi Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirmiş , master yapmış, kültürlü bir insana , ülkemizin şiddet yerine sükunete ihtiyacı olduğu bir dönemde , bu sözleri yakıştıramadığımızı da bilmenizi isteriz. Ne demek ‘’Yesinler dayağı ?’’ Ne demek değnekle bir başkasının üzerine yürümek ? Sorunlarımızı böyle mi çözmeyi düşünüyorsunuz ?

Türk Eğitim Vakfı

Tüm söyleşilerinizde , özgeçmişinizde , okuduğunuz okulları artık ezberledik. Ama bu ülkenin on binlerce gencini , burs vererek okutan Türk Eğitim Vakfı’ndan bir kelimeyle bile bahsetmeyişinizi garipsiyoruz. 1988 – 1995 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde okurken ve master yaparken sizi finanse eden, burs veren bu güzide vakfımızı insanlarımızın tanıması bakımından , özgeçmişinize alsanız, konuşmalarınızda bahsetseniz fana mı olur ? Yoksa bizim bilmediğimiz bir başka neden mi var ?

Özürlü İş Gücü Projesi

KRM şirketiyle ve kurucusu olduğunuz Beyazay Görme Özürlüler Derneği işbirliğiyle , Sayın Başbakanımızı da davet ederek bundan yaklaşık 1.5 yıl önce tanıttığınız projeyle bugüne kadar ne derece ilgilendiniz ? Bu projeyi yakından takip ediyor musunuz? Eğer ediyorsanız , bize belgeleriyle bu güne kadar yapılanları gönderirseniz bu sütunlarda yayınlarız. Ama o zamanda belirttiğimiz gibi , bu proje tüm engellileri kapsamadığı ve konu ile ilgili fazla bilgisi olmadığını düşündüğümüz bir şirket tarafından yapıldığı için bizce başarıya ulaşması çok zordur. Türkiye’de tüm engellilere yönelik bir projenin işbirliğinin sivil toplum örgütü sadece Beyazay Görme Özürlüler Derneği mi olmalıydı ? Niçin bu projede bedensel engellilerle veya işitme engellilerle ilgili derneğin görüşüne başvurulmadı ? Herhalde bunların cevabını siz bizden daha iyi biliyorsunuzdur ?

Pislik böcekleri Yine 5 Şubat tarihli Star Gazetesi’nde yayınlanan söyleşinizde şöyle diyorsunuz: ‘’ Haziranda özürlüler ile ilgili devrim niteliğinde yasa çıkarttık. Bu kanunu herkese anlatmaya çalışıyoruz. Hatta bu kanunu anlatmayan birçok özürlü derneği var. Ben bunlara ‘’pislik böceği ‘’ diyorum. Çünkü bunun bilinmesiyle kendi rantlarının kaybolacağını düşünüyorlar. ‘’

Ne cüretle ?

Sayın Lokman Ayva, sizin herhalde bazen ağzınızdan çıkanı kulağınız duymuyor? Ne olursa olsun, sizinle işbirliği yapmayan bir başka engelli kuruma ve burada çalışan insanlara ‘’ pislik böceği ‘’ diyerek hakaret etme yetkisini nereden buluyorsunuz ? ‘’ Pislik Böceği’’ nin halk arasındaki anlamının b.. sineği olduğunu herhalde bilirsiniz ? Hangi insana , ne olursa olsun , böyle bir söz söylemeye kimin hakkı vardır ? Son zamanlarda Türkiye Sakatlar Derneği’ne olan davranışınızı , internetteki yayınlarınızdan ibretle takip ediyoruz. Unutmayınız ki o sizin beğenmediğiniz Türkiye Sakatlar Derneği bu ülkede 46 yıldır engelli insanlara hizmet etmektedir. Ve son yıllarda büyük bir gelişme göstermiştir. Demokratik bir ülkede herkesin sizin fikirlerinize sahip çıkıp sizi desteklemesini nasıl beklersiniz ? Ve bunlar yapılmıyor diye de insanlara ‘’ pislik böceği ‘’ demeniz doğru mu ? Sadece bu sözünüz için sizi bir kez daha ayıplıyorum.

Hancı ve yolcu

1999 yılında Engelliler Spor Federasyonu başkanıyken , bir siyasetçi, tartışma sırasında bana ses tonunu arttırarak yüksek perdeden konuşmaya başladığında şunları söylemiştim: ‘’ Beyefendi , ben Allah sağlık verdikçe engelli insanların yanında , onlarla birlikte olacağım. Yani ben hancıyım. Siz ise yolcusunuz. Bakalım bu yolculuğunuz bir dahaki dönemde devam edecek mi ? ‘’ Size de aynı şeyleri söylüyorum Sayın Lokman Ayva. Bizim hancılığımız Allah ömür ve sağlık verdiği sürece devam edecek. Bakalım sizin yolculuğunuz ne kadar sürecek ? Her şeye rağmen umarız ki uzun sürer ve engelli insanlarımızın yararına olur. Tabi bu belden aşağı vurma , insanlara ve kurumlara ima yoluyla da olsa hakaretlerinizden vazgeçerseniz.

Bu nasıl bir hırs ?

Bu içinizdeki nasıl bir hırs ve kindir ki Sayın Ayva, sizin gibi düşünmeyenlere , düşüncelerinizi ve icraatlarınızı eleştirenlere böyle ağır ifadelerle hakaret edebiliyorsunuz ? Oysa bakın Özürlüler Koordinasyon Merkezi’nin web sitesinde 13/01/2004 tarihinde ‘’ Körler ve siyasetçilik ‘’ başlıklı yazısında Emin Demirci ne diyor : ‘’ Lokman Ayva’nın yalnız üyesi bulunduğu siyasi parti için değil, kamuoyuna mal olmuş hareketleri, tavırları ve söylediği sözler , toplum tarafından izlenen, toplumun karar merciinde bulunan bir kişi olarak , her görüşü temsil eden siyasi oluşumlar ve partiler açısından da başarılı bir milletvekilliği ortaya koyma zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk yanlış olduğu halde , toplumda , özürlüler açısından istenen yere, yani herkesin öncelikle insan olduğu , fiziksel yetersizliklerin bir takım yoksulluklar yüzünden toplumsal bir engele dönüşmediği bir noktaya gelinceye kadar , insanların, körleri rol teori çerçevesinde değerlendirmelerinin önüne önemli ölçüde geçilemeyeceği gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Lokman Ayva’nın başarısız olması durumunda bu aralanmış kapı , körler açısından, önümüzdeki örnek birkaç kuşak sonrasında unutuluncaya kadar körlere kapanmış olacaktır. ‘’ Kendi çevrenizden bir insan tarafından bu şekilde uyarılmanıza karşılık , bir süre önce istifaya davet edilmeniz üzerine bakın neler söylemişsiniz: ‘’Partimden istifa etmem söz konusu olamaz. Ben partimde misafir değilim, ev sahibi de değilim. Evin kendisiyim. ( Ne demekse ? ) Benim partimin ilkeleri, anayasamız ve hukukumuz çerçevesinde savunduğum görüşlerden ve tutumumdan rahatsız olan varsa kapı orada, istediği yere gidebilir. Biz AKP’yi sadece özürsüzlere hizmet etsin diye kurmadık. Toplumumuzda , adalet temelinde kalkınmayı gerçekleştirelim diye kurduk. Bunlardan rahatsız olan kim varsa tekrar söylüyorum, işte kapı orada. Ben Ankara’ya hıyar ziraatiyle meşgul olmaya gitmedim. Ne kadar şahsıma bir fayda getireceği düşünülürse de bizim mücadelemiz sürecek. Çünkü özürlülerin insanlık onuruna uygun yaşamaları benim de yaşamımın onurlu olması için , olmazsa olmazımızdır. ‘’ Bu sözleri söyleyeceksiniz , sonra da sizinle aynı fikirleri paylaşmadı diye insanları pislik böceklerine benzeteceksiniz. Sonra adama sormazlar mı Sayın Ayva ‘’ Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu ? ‘’ diye. Ayrıca Sayın Ayva, kamuoyu sizden bir açıklama bekliyor.’’ Pislik böcekleri ‘’ sözü ile hangi engelli derneklerini, kimleri kastettiniz ? Eğer söylemlerinizdeki kadar cesaret sahibi iseniz , size göre b.. sineklerinin kim olduğunu açıklarsınız. Veya özür dilersiniz. İnsanız , hepimiz hata yapıyoruz. Bizim için fark etmez , sizin hatalı söylemlerinize alıştık nasıl olsa !