Muhteşem Kadın (II)
Muhteşem Kadın (II) Milliyet
Yavuz Kocaömer Milliyet
Alman Esther Weber Kranzın 15 yaşında geçirdiği trafik kazasından sonra, boyun omuriliğinin 4 ve 5.ci seviyesinden kırılması ile sadece kafasını ve sol kolunu oynatabildiğini anlatmıştık.
İki yıl insan içine çıkmaktan çekinen Esther, kazayı geçirmeden evvelki çocukluk yaşlarında da aşık olduğu sporun, kendisi için kurtarıcı rolü oynayacağını düşünüyordu. Bir tek sol el ve kolunu hareket ettirebilen bir insan hangi sporu yapabilirdi ki? Düşündü, araştırdı ve sonunda tekerlekli sandalye eskriminde karar kıldı. Çalışmalar başlangıçta çok zor gidiyordu. Ama o kafaya koymuştu, tekerlekli sandalye eskriminde tek koluyla dünya çapında bir sporcu olmaya karar vermişti bir kere.
Şimdi sıkı durun. Esther, tekerlekli sandalye eskriminde 11 defa Almanya şampiyonu oldu. Bu yetmedi 2 defa Avrupa, Dünya ve nihayet Olimpiyat şampiyonu oldu. Bu arada katıldığı olimpiyatlarda, 8 gümüş ve 15 de bronz madalya aldı.
Yaşadığı Baden eyaletinde, 5 defa üst üste yılın bayan sporcusu unvanını kazandı ve Jan ULRICH, SC FREIBURC gibi şöhretlerle aynı kürsüyü paylaştı.
Bir insan düşünün, sadece sol kolunu hareket ettirebiliyor, evleniyor, iki çocuk sahibi oluyor ve sonra yapabileceği neredeyse tek spor dalı olan eskrimde olimpiyat şampiyonu olarak kürsüye çıkıyor.
Esther bununla da kalmıyor. Tam bir sporcu. Bir çoğumuzun örnek alacağı bir fair – play oyuncusu. 1992de Barcelona Paralimpikleride Esther finalde. Altın madalyaya ulaşabilmesi için bir tek puana ihtiyacı var. Bu sırada oyunu durduruyor ve hakeme son aldığı puanı iptal etmesini söylüyor. “Benim kanaatime göre, bana bu puanı haksız verdiniz” diyor. O kadar şiddetle karşı çıkıyor ki, hakem kendisini diskalifiye etmekle tehdit ediyor. Bütün çabalarına rağmen hakem kararından geri dönmeyince, oyun yeniden başladığında, rakibinin ilk hamlesi sırasında hiç hareket etmeden sandalyesinde oturuyor ve karşılık vermiyor. Böylece rakibi hem maçı, hem de altın madalyayı kazanıyor.
Basın mensupları etrafını çevirip, neden böyle yaptığını soruyorlar. O ise tek cümleyle cevap veriyor: “Dürüst bir şekilde kazanmak istiyorum.”
Böyle bir ifade bugünkü dünyada neredeyse insanların çoğuna yabancı. Ama Esther şöyle devam ediyor: “Fair – play kendine ve karşındakine dürüst olmaktır.”
Bu her alanda böyle olmalıdır. Estherin fair – playe bu yaklaşımı, ülkemizde birçok sporcu ve spor adamına örnek olacak bir davranıştır.
Not: Bu yazı Alman Spor Yazarları Derneği resmi yayın organı “Sport Journalist” dergisinde Lothar Haering tarafından kaleme alınan yazıdan derlenmiştir.