GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
RAMAZAN’IM GÜLE GÜLE
| Posta

RAMAZAN’IM GÜLE GÜLE

Bu hafta bu satırlarda ne yazık ki sizlere umut verecek bir haberim yok. Tüm engelli camiasının yüreği yanıyor desek yeridir. Çünkü Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) Başkanı sevgili Ramazan Başı’ı kaybettik. Geçen hafta instagramda sevgili dostum, kardeşim Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Genel Başkan Yardımcısı Semra Çetinkaya’nın instagram postunu gördüğümde yüreğime ateş düştü. Aynen şöyle yazıyordu: “Ramazan ile çıktığımız yolculukta yıllar geçtikçe kalabalıklaştık. Can yoldaşlarımız, kader arkadaşlarımız oldu bu yolda. Aradan geçen yıllar içinde onlar, binler, milyonlar katıldı aramıza. Engelli olanı, olmayanı ile omuz omuza hep birlikte çalıştık, çabaladık. Kendimizden geçtik, başkalarına destek olmaya gayret ettik.

26 SENELİK DOSTLUK

Beraber özledik; yürümeyi, koşmayı ve felçli bedenlerimizi hissetmeyi. Umudumuz hiç pes etmedi. Bazıları şu kısacık dünya yolunu tekerlekli sandalyede geçiyor bizim gibi, görmediğimiz milyonlarca engelli gibi… Bazılarımıza bu dünyada yürümek kısmet olmadı ama belki de bu sayede koşarak geçeceğiz uzaklardaki köprüleri.

Haydi Ramazan, yol arkadaşım; dile kolay 26 sene, zaman zaman ne kadar zayıf olduğumu göstermekten korkmadığım tek kişi sensin. Çabuk iyileş, sana anlatacaklarım var. Çok güleceğiz. Seninle sıkıcı bir an bile olamaz. Dört gündür sevgili arkadaşım Ramazan, Covid19 sebebiyle yoğun bakımda tedavi görmekte dualarınıza ihtiyacımız var.”

İÇİME ATEŞ DÜŞTÜ

Bu satırları okuduğumda içime bir ateş düştü. Hani işlerin çok da yolunda olmadığını hissedersiniz ya işte öyle. Aklımda milyonlarca çaresizlik vardı. Bir yandan haddi olmadan insan sorguluyor, neden diye. Sonra oturup “mukeddarat” diyorsun. Durup durup Semra’nın instagramını kontrol etmeye başladım. Ve ne yazık ki o acı haber çok geçmeden geldi.

‘SENİ İLK KEZ SANDALYESİZ GÖRDÜM, ARTIK ÖZGÜRSÜN’

Şöyle yazmıştı Semra Çetinkaya: “Ah yol arkadaşım, kader arkadaşım… İlk defa seni sandalyesiz giderken gördüm, artık özgürsün. Ramazan ile 98 yılında Dr. Şafak Karamehmet’in önderliğinde 7 gönüllü ile beraber kurduk derneği, ben de daha yeni trafik kazası geçirip omurilik felçlisi olmuştum. Ramazan, 16 yıldır sığ suya balıklama atlama sebebiyle boyun kırığından dolayı omurilik felçlisi olup tekerlekli sandalye kullanıyordu.

Son derece yakışıklı, güler yüzlü, ışık saçan bir kişilikti; bana rol model, yoldaş, yol gösteren oldu. Dernek kurulduktan sonra biz de yönetimde görev aldık. Beraber omurilik felci konusunda toplumda bilinirliği, farkındalığı artıracaktık. Omurilik felcine dışarıdan bakacaktık, beraber kendi acılarımızı, anılarımızı katmayacaktık işin içine. Tıpkı bir peygamber sabrı ile yaklaşmalıydık konuya.

‘OMUZ OMUZA’

Ağaca çıkıp etrafı kolaçan ettik önce. Hayat yolundaki çınar ağacımıza çıktık. Zihnimizde gördüğümüz manzara hiç de parlak değildi. Omurilik felcini kimse bilmiyor, diğer felçlerden farkını duymamışlar bile. Dr. Şafak ile birlikte tıbbi ve sosyal destek vermeye başladık omurilik felçlilerine. İyileştirirken yaşıyormuş insan. Dernekteki günlerimiz ilerledikçe anladık, neye ihtiyacın varsa çevrendekilere onu vermelisin. Vermeden almayı beklememeliymiş insan.

Etraftaki insanların şifa bulmasına, hayatlarının biraz olsun iyileşmesine yardım ediyorduk. Şifanın kaynağı belliydi elbette, bizimkisi vesile olmaktı sadece. Dr. Şafak ve Ramazan ile çıktığımız yolculukta yıllar geçtikçe kalabalıklaştık, can yoldaşlarımız, kader arkadaşlarımız oldu. Aradan geçen yıllar içinde onlar, yüzler, binler katıldı aramıza. Engelli olanı, olmayanı omuz omuza hep birlikte çalıştık, çabaladık. Kendimizden geçtik, başkasına destek olmaya gayret ettik.

‘YÜRÜMEK KISMET OLMADI’

Beraber özledik; yürümeyi, koşmayı, her şeyi, bedenlerimizi hissetmeyi; umudumuzu hiç kaybetmedik. Bazıları şu kısacık dünya yolunu tekerlekli sandalyede geçiriyor, bizler gibi; biz ve görmediğimiz milyonlarca engelli gibi. Bazılarına bu dünyada yürümek kısmet olmadı ama belki bu sayede koşarak geçeceğiz ilerideki köprüleri…

Derneğimizin annesi Fatma Teyze başta olmak üzere bütün ailesine sabır diliyor, sevgili Ramazan’ın nurlar içinde yatmasını diliyorum. Bugüne kadar onurla bu bayrağı taşıyan Ramazan’ın bize devrettiği bayrağı aynı özveri ve gayretle daha ileriye götürebilmemiz için siz dostlarımızın desteklerinin eksilmeden artarak devam edeceğine inanıyor, yanımızda olmanızı diliyor ve herkese sağlıklı ömürler için dua ediyorum. Ramazan ayında doğdu, Ramazan ayında cennete gitti, canımız Ramazan’ımız.”

BIRAKTIĞIN İZLERLE YAŞAYACAKSIN

Evet Ramazan’ın yaptıklarını size 26 yıllık yol arkadaşı, kader arkadaşı aynı zamanda çalışma arkadaşı sevgili Semra’nın kelimeleriyle anlatmak istedim. Engelli camiamız çok büyük bir değerini kaybetti. Mekanı cennet, ruhu şad olsun. Allah taksiratını affetsin inşallah. Geride kalan, başta ailesi ve TOFD camiası olmak üzere tüm sevenlerine biz de sabırlar diliyoruz.

Yaptıklarınla, bıraktığın izlerle yaşayacaksın Ramazan’ım. Şimdi düşünmeden edemiyorum, acaba rahmetli Ramazan aşı olmuş muydu? Sağlık Bakanımız Sayın Fahrettin Koca’ya ben de bu öncelik için ricada bulunmak ve sormak istiyorum. Şu ana kadar Türkiye’de kaç engelli aşı oldu? En son futbolcuların aşı olduğunu okudum, peki engelli vatandaşlar? Virüse maruz kaldıkları sanırım yadsınamaz bir gerçek. Salgında ciddi bir şekilde zorluk çekiyorlar. Görme engelliler maske takabiliyor ama sosyal mesafe kurallarına uyabilmelerini beklemek sanırım bir nevi şiddet olur.

VİRÜSE DAVETIYE ÇIKARMAK

Türkiye’de her engelli akülü tekerlekli sandalye kullanmıyor. Çoğu engelli tekerlekli sandalye ihtiyacını karşılayamıyor. Normal sandalye kullanan engelli vatandaşlarımızın da hiçbir şekilde el hijyenini sağlamaları mümkün değil. Ve tüm bu engellilerin ailelerini de düşünürsek inanılmaz bir risk alanı oluşuyor. Peki işitme engelliler? Konuşurken dudak okumak için karşısındakinin maskesi olmamalı. Tahmin edersiniz ki hepimiz işaret dili bilmiyoruz. Bu da virüsün bulaşmasına davetiye çıkarmak demek.

UMARIM DEVLET İLGİ GÖSTERİR

Tüm engel gruplarından örnek verecek olursak bu liste uzayıp gider Sayın Bakanım. Elleri ve kolları olmayanlar var; bu engellilere maskeyi aileleri takmak zorunda. Aileden biri virüse yakalansa engelli birey ne olacak? Tam koruyuculuk için en azından engel düzeyine göre aşıları aile ile beraber planlanmalı.

Aşı sırası için risk gruplarını oluştururken, ülkemizdeki milyonlarca engelli yurttaşımızın da göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Umarım bu konuda gerekli çalışmalar yapılmıştır ve umarım pandemi koşullarında hayatları daha da zorlaşan engellilerimize devlet gerekli ilgiyi ve şefkati gösterir.