RECEB ÖZBAYA TEPKİLER
RECEB ÖZBAYA TEPKİLER Posta
Yavuz Kocaömer Posta
Geçtiğimiz Nisan ayında Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü İşitme Engelliler Müdürü Receb Özbay’ı çocukları işitme engelli bir grup anne – baba ziyaret etmişti. Lise giriş sınavları ile ilgili bazı kolaylıklar sağlanmasını istemişlerdi. Receb Özbay da ‘’ Ne diye uğraşıyorsunuz. Allah onları öyle yaratmış , Allah’ın vermediğini siz mi vereceksiniz ? 124 Murat ile Mercedes’i yarıştırmak istiyorsunuz. Bu çocukları neden lise giriş sınavlarına sokmak istediğinizi anlamıyorum ‘’ demişti. Biz de bu olayı sütunlarımıza taşımıştık. Ancak bugüne kadar Sayın Milli Eğitim Bakanımızdan bir cevap alamadık. Amacımız kimseyi yıpratmak değil. 21 ‘nci yüzyılda Avrupa Birliği’nin kapısında dolaşan ülkemizde başta eğitimciler olmak üzere , ilgili kişilerin kafa yapılarının değişmesine yardımcı olmakistiyoruz. Çünkü bu kafalarla ne bizi Avrupa Birliği’ne alırlar, ne de onlara uyum sağlayabiliriz.
Sizlerden gelen çok sayıdaki mektup, faks ve e-mailin içinden bazılarını hepimize ders olması bakımından aşağıda yayınlıyoruz.
Ben de sizi anlamıyorum
Eskişehir’den yazan Nursen Yenigün adlı okuyucumuz Receb Bey’e hitaben ‘’Bu çocukları neden lise giriş sınavlarına sokmak istediğinizi anlayamıyorum demişsiniz. Ben de sizi anlamıyorum ‘’ diyor ve şöyle devam ediyor : ‘’ Siz o makama işitme engelli çocuklarımıza yardım etmek, sorunlarını çözmek, daha iyiye, daha güzele ulaşmalarını sağlamak için getirildiniz. Yoksa yanılıyor muyum? O makam boştu. Siz de şube müdürü olmak istiyordunuz, yaptığınız işe inanmadığınız halde sırf mevkii , makam uğruna bu görevi kabul ettiniz. Ne yazık ki söylediğiniz sözler durumun böyle olduğunu kanıtlıyor. Ama inşallah yanılıyorumdur. Çünkü insan yaptığı işe inanmıyorsa , bu yola baş koymadıysa , o işi laf olsun diye yapıyorsa , onun hizmet ettiği kişilere faydası değil , zararı olur ‘’ diye devam ediyor.
İki işitme engelli çocuk
Benim iki çocuğum da işitme engelli. Tam 30 senedir sizin gibi düşünen insanların engellerini aşarak , uğraşıp didinerek çocuklarımı hayata hazırladım. Onların kendilerine ve bulundukları çevreye yararlı bireyler olmaları için uğraş verdim. Çocuklarımın eğitim ve öğretimlerinin en iyi şekilde olmasını sağlamaya çalıştım. Üniversite mezunu , iş – güç sahibi sağlıklı bireyler olarak yetiştirdim. Konuşamaz denilen işitme engelli çocuklarım dudak okuyup konuştu. Çoğu duyup konuşan insandan daha kültürlü, yaptıkları işe inanan, dürüst, doğru, çalışkan bireyler olarak hayata atıldılar. İşitme , görme , ortopedik engeller görünen engellerdir. İyi ve uygun eğitimle , topluma yararlı vatandaşlar olarak hayatlarını devam ettirirler. Asıl tehlikeli olanlar engelleri belirgin olmayan, gizli engellilerdir. Allah bizleri onlardan korusun.
Siz ve sizin gibilerinOkurumuz Nursen Yenigün mektubuna şöyle devam ediyor : Biliyorsunuz ki insan yüce Allah’ın yarattığı canlıların en üstünüdür. Onu , insan yapısı olan Mercedes’le, 124 Murat’le karşılaştırmanızı kınıyorum Receb Bey. Yüce Allah’ın yarattığı canlıların en üstünü insanın bir tüyünü bile yaratamayacak olan sizin , böyle bir karşılaştırma yapma gücünü kendinizde bulmanıza şaştım. Siz ve sizin gibilerin, engellilerin başaracağına, onların da sizin gibi Yüce Allah’ın yarattığı insan olduğuna inanmanız ve bu konuda eğitim almanız gerekmektedir. Engelli bireyinde sizin ve diğerleri gibi üstün yaratık insan olduğuna inanmanız için illa o engele sahip olmanız mı gerekiyor ? Çocuğunuz veya siz engelli olsaydınız ne yapardınız ? Size, bu konuda Ortadoğu – Asya- Afrika ülkelerinin pek çoğuna uzaktan eğitim veren Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşitme Engelliler Eğitim Merkezi’ne ( İÇEM ) başvurmanızı , böyle bir görevi yapan kişi olarak İÇEM’in yayınlarından faydalanmanızı öneriyorum.
Ayrıca bu talihsiz beyanatınız için tüm işitme engellilerden ve ailelerinden basın yoluyla özür dilemelisiniz. Amirlerinizin , eğitilmeniz konusunda gerekeni yapacağına inanıyorum.
İstanbul’dan Fuat Çimen
Fuat Çimen ise Receb Özbay’a hitaben yazdığı mektubuna şöyle başlamış : Ben, sizin tabirinizle Murat 124 ‘ü , Mercedes kıvamına getirmiş , engelli olmayan çocuklarla yarışan, engelli bir yurt evladının babası olarak size sesleniyorum. Göreviniz ‘’ Biz şuana kadar bu işleri yaptık. Bu işleri de genel müdürlüğe gönderdik ‘’ olmamalı . Klasik laftır, Amerika yeniden keşfedilmeyecek. Bu işi gerçekten iyi bilen Almanya modelini inceleyebilir ve bir bürokrat olarak öneriler getirebilirsiniz. ‘’ Allah’ın yarattığını sen mi düzelteceksin ? ‘’ mantığı yerine Allah’ın yarattığını , Allah’ın hepimize sunduğu akıl ve bilimler yoluyla düzeltmeliyiz. Böyle yaparsak sorun kalmaz. Ya da bir gün her şeyimize burnunu sokan Avrupa Birliği bu kriterleri dayayacak , hepimizde bunlara uyacağız.
Niteliksiz nicelikler
Nüfusu genç ama gittikçe niteliksiz nicelikler olarak çoğalıyoruz. Toplum olarak suçlu insanlarla mücadele etmek, ekonomik olarak yük çekmek istemiyorsak , 3 ana gruba özen göstermeliyiz. Onları hızla topluma kazandırmalı, ekonomik özgürlüklerini kazanan insanlar olarak yetiştirmeliyiz. Bu insanlar ; kimsesiz çocuklar, sokak çocukları ve engelliler. Bu işe bizler yurttaş olarak katkıda bulunuyorsak , sizler de bürokrat tavrınızla en yukarılara taşımakla sorumlusunuz. Çünkü bu ülke sizle, bizle , engelsizi, engellisi, kimsesizi, sokak çocuğuyla var. Bazı gerçekleri görmezden gelmek veya çözüm aramamak ‘’ Ya , biz bunları zaten yapıyoruz ‘’ demek , yarış kriterleri içinde değerlendirmek ; yarınımızı, ekonomik rahatımızı, geleceğimizi , çocuklarımızın güvenini elimizin tersi ile itmek olacaktır.
Sayın Receb Özbay , yukarıda yazdıklarımı değerlendirmenizi ve bu konuların Ulu Önder Atatürk’ün işaret ettiği gibi çağdaş uygarlık düzeyine getirmenizi istiyorum. Bunun için yetkin kişi ve sivil toplum kuruluşlarıyla omuz omuza çalışmalısınız. Ben canımı göz kırpmadan bu ülke uğruna verebilecek bir yurttaşım. Sizden de laik , demokrat , sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı bunu rica ediyorum.
Bu 2 mektubu bir örnek olarak sizlere sunduk. Bunun gibi gelen daha çok sayıda mektup , faks ve e-mail de var. Sevincimiz, ülkemizdeki olumsuzluklara insanlarımızın artık küfür ederek değil , insani ve bilimsel anlamda gerçek eleştirilerle yaklaştıklarını görmektir. Üzüntümüz ise , konu ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü İşitme Engelliler Şube Müdürü Receb Özbay’ın hala kılını bile kıpırdatmamasıdır.
Sayın Receb Özbay, size son defa sesleniyoruz. Hepimizin kusurları, hataları, yanlışları vardır. Nihayet insani açıdan yapılan bu yanlışlar her zaman düzeltilebilir. Maddi hataları yeni bir yönetmelikle işler hale getirmek mümkündür. Ama gönlünü kırdığınız insanların o kırılan gönüllerini düzeltmek kolay değildir. Artık anlaşılıyor ki işitme engelliler toplumu sizden bir özür bekliyor. İnanınız özür dilemekle küçülmezsiniz . Aksine büyürsünüz.
DUYURU
JANDARMA – TESYEV İstanbul bilgisayar kursu için kayıtlar devam ediyor. Katılmak isteyen engelli vatandaşlarımız TESYEV’in ( 0212) 274 10 32 – 274 11 71 no’lu telefonlarına başvurabilirler.
GÜZEL SÖZ
Cahillik üç türlüdür: Hiçbir şey bilmemek, gerekeni bilmemek ve bir sürü gereksiz şey bilmek. S. Douglas