‘ SESSİZ ÇIĞLIK ‘
İsmail Çevikbaş, 2004‘te Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı (TESYEV ) Bursiyerler Toplantısı’nda tanıştığı genç üniversitelilerle, ’’Genç Girişim Grubu ’ adlı gençlik topluluğunu kuran ve hala başkanlığını yürüten bir arkadaşımız. İsmail Çevikbaş 1984 Isparta doğumlu. Görme engelli olan İsmail, 2002‘de Kayseri Erciyes Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Ana Bilim Dalı Sosyal Bilgiler Öğretmenliği bölümünü kazandı, Temmuz 2006‘da lisans eğitimini başarıyla tamamladı. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde memur olarak görev yapan İsmail Çevikbaş, yine aynı üniversitede Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı’nda tezli yüksek lisans eğitimine devam ediyor.
Zorluklar
Engellilerin ülkemizde karşılaştığı zorlukları, eğitim haklarının asgari düzeyde sağlanması, hatta yaşama hakkının bile tartışma konusu olduğunu düşünen İsmail Çevikbaş, bu yılbaşında Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkez Başkanlığı’na sunulan ‘’Sesiz Çığlık‘’ adlı projesinin kabulünden sonra çalışmalara başladı. Proje kapsamında tüm Türkiye’de saha inceleme ve araştırması yapılarak engelli ve engelli ailelerin, engellerinden dolayı yaşadıkları komik, dramatik ve trajik olaylar hikayeleştirilerek toplanıyor. Aralarından seçilen hikayeler basılı ve sesli kitap olarak piyasaya çıkarılıyor.
Kitapçık yapıldı
Bu amaçla 30 Haziran 2010’da çalışmalarını tamamlayan ‘’Sessiz Çığlık‘’ projesi uygulayıcıları, edindikleri bilgileri engellilerden dinledikleri yaşanmış hikayeleri aynı isimde küçük bir kitapçıkta bir araya getirdi. Aşağıda sizlere bunların bazılarından örnekler sunuyoruz. Güler misiniz, ağlar mısınız o da artık size kalmış.
Görme Engelli Ressam Eşref Armağan’a yapılan yol tarifi
Görselliğin öncelikli olduğu bir sanatı icra eden doğuştan görme engelli tek Türk ressam Eşref Armağan, bir gün yolda yürürken bir şeye başar. Bastığı şey, yuvarlak ve yaylı bir şeydir. Tabii biraz korkar. Dengesini kaybeder ve düşer. Meğerse bastığı şey, bir kanalizasyon işçisinin kafasıymış. Adam çok kızar ve bağırır ‘’Kör müsün ulan ? ‘’ Armağan ‘’Evet, körüm’’ diye cevap verir. Adam çok utanır ve mahcup olur. Neyse, Eşref Armağan düştüğü yerden kalkar, üstünü başını silker ve işçiye sorar ‘’Postaneye nasıl giderim ?‘’ Adam biraz düşündükten sonra cevap verir. ‘’Şu tabelayı görüyon ya, aha ordan sağa dön , yukarı ! ‘’
Şükrü Sürmen’in taksi bulma macerası
1945 Trabzon doğumlu mimar ve yüksek mühendis Şükrü Sürmen, tekerlekli sandalyeye bağımlı yazar ve araştırmacıdır. Engelliler ve yaşlıların hayatını kolaylaştıran şehir ve mimari çevre alanlarında yaptığı büyük çalışmalarıyla ün yapmıştır. Şükrü Sürmen’in 1990‘da yaşadığı bir olayı kendi ağzından dinleyelim:
‘’İstanbul Teknik Üniversitesi’ nin Taksim’ deki Taşkışla binasının önünde tekerlekli sandalyemle taksi bekliyorum. İşaret ettiğim taksilerin hiçbiri durmuyor. Bir arkadaşım bana yardımcı olmak ve kendisi bir taksi durdurmak istiyor.Bir taksi duruyor ve geri geri geliyor. Ve sonra arkadaşım eliyle beni gösterince taksi hizama gelmekten vazgeçip hızla uzaklaşıyor. Bir taksiye binebilmem için, bir saat uğraşmamız gerekiyor.’’
Kambur Müstahdem’in adı nedir ?
Profesör, sosyoloji ve sosyal hizmetler bölümünde okuyan üniversite birinci sınıf öğrencilerine final sınavlarında dersle ilgili akademik sorular yöneltir. Sınıfın hemen bütün öğrencileri en son soruya geldiklerinde birden tuhaflaşırlar. Soru şu şekildedir: ‘’Her gün sınıfları temizleyen kambur müstahdemin adı nedir ?‘’ Çoğu, bunun bir tür şaka olduğunu düşünür. Bazıları ise bu sorunun düşük puanlı olduğunu hesap eder ve üzerinde pek fazla durmaz. Kambur müstahdemi, yerleri silerken hemen her gün görmelerine rağmen hiçbir öğrenci onun ismini bilmez ve soruyu cevapsız bırakıp kağıtlarını teslim eder. Bir öğrenci, son sorunun final sonuçlarına dahil olup olmadığını sorar. Hoca bütün öğrencilere yönelir ve şöyle cevap verir: ‘’Tabi dahildir. İş hayatınız boyunca bedensel engellilerle hep karşılaşacaksınız. Toplumumuzda bizden farklı bir çok insan yaşamaktadır. Her birisi sizin ilginiz ve dikkatinizi hak eden insanlardır. Onlara en azından bir gülümsemeniz ve ‘’Merhaba‘’ demeniz yeterlidir. Çocuklar, sosyal bilimlerin hedefi sosyal çevreyi görerek, değişik insanlarla iletişim kurarak toplum bilgilerine vakıf olmaktır. Yoksa kuru bilgiler, toplumsal hayata bir katkı sağlamaz. ‘’ Öğrenciler bu dersi hayatları boyunca unutamazlar.
‘’Kulaklarımda çınlayan sadece bir kahkaha‘’
Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencisi İ.Ö. Ankara ‘ da şehirlerarası otobüs terminali civarında elinde bavulları ile taksiden iner. Kendisini fark eden bir beyefendi ‘’Yardımcı olayım‘’ diyerek bavulları alır. Ve koluna girdiği İ.Ö. ile birlikte yürümeye başlar. Bu sırada adamın telefonu çalar ve dururlar. ‘’Tüh kapandı, kontörüm de yok ‘’ der.
Görme engelli kendisine yardım eden beyefendinin zor durumda olduğunu düşünerek sesli cep telefonunu tereddüt etmeden çıkarıp verir. Telefonun nasıl kullanılacağını da tarif eder. Adam telefonunu aldıktan sonra biraz uzaklaşır ve ilerden bir kahkaha sesi gelir. Görme engelli genç belki özel görüşme yapıyordur diyerek ses çıkarmaz ve beklemeye koyulur. Aradan tam 20 dakika geçer ve ses iyiden iyiye kesilmiştir. Görme engelli gencin yanına bir başkası yaklaşır ve ne beklediğini sorar. Görme engelli genç ‘’İleride konuşan beyefendide telefonum var , onu bekliyorum‘’ der. Adam da ikisinden başka hiç kimsenin olmadığını söyleyince görme engelli gencin kulaklarında telefonunu alan adamın kahkahası çınlar.
Anne ve Spastik çocuğu
Türkiye’ de bir anne, tekerlekli sandalyedeki spastik çocuğu ile bir çay bahçesinde çay içmek ister. Masalar sıkışık yerleştirilmiş olduklarından tekerlekli sandalyenin aralardan geçmesi hayli zordur. Diğer taraftan çocuğun manzarasının da müşterileri rahatsız ettiğini gören veya öyle düşünen işletme sahibi, anneye, ‘’Bunu buraya getirmeyin‘’ der. Anne, itiraz etmeye çalıştıysa da sonuç alamaz. Çünkü bütün müşteriler sessiz kalır.
DUYURU Bu köşe ile ilgili yorumlarınızı www.tesyev.org sitesinden `Yazarlarımız` bölümüne tıklayarak yapabilirsiniz.
GÜZEL SÖZ Allah, insanlara merhamet etmeyene rahmette bulunmaz. Hadis-i Şerif