GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

SÖZÜN ÖZÜ

Daha önce Malatya Türkiye Sakatlar Derneği eski Başkanı Ali Haydar Koyun’un, Malatya Söz Gazetesi’nde yazdığı yazılardan birini burada size sunmuştuk. Aşağıda Ali Haydar Koyun’un, geçen hafta bize yollamış olduğu yazısını aynen sizlere paylaşıyoruz:

‘Zihinlerdeki Erişilebilirliğe Çözüm Getirip Önyargıları Kırmadıkça…’

“Türkiye Sakatlar Konfederasyonu adına temsilci üye olarak katıldığım Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonu’nca denetim yaptığımız kamu kurum, kuruluş ve özel kuruluşlarda onlarca ilginç olaya şahit oldum. Şahit olduğum bu ilginç olayların yüzde 95’i kamu kurum ve kuruluşlarında gerçekleşiyordu. Tabii bu kamu kurum ve kuruluşlarının liste başında ise çocuklarımızı ve gençlerimizi eğiterek geleceğimizi şekillendiren, toplumu aydınlatıp bilinçlendiren eğitim ve öğretim kurumlarımız gelmektedir. Denetimler esnasında bizzat şahit olmamış olsaydım bu olayların bazılarına inanmakta zorlanırdım. İşte bunlardan birkaç örnek vermek istiyorum.

‘Denetimlerde karşılaşılan ve görülen ilginç olaylar’

Tuvaletler:

Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonu olarak denetime gittiğimiz başta eğitim kurumları olmak üzere birçok binada engelli tuvaletinin bulunmadığı,

Engelli tuvaleti var denilen yerlerin ise TSE Standartlarına uygun olarak yapılmadığı,

Engelli tuvaleti olarak yapılan tüm yerlerin temizlik malzemesi başta olmak üzere eşya deposu olarak kullanıldığı,

Bazı kamu binalarında ise standartlara uygun olmasa da yapılmış olan engelli tuvaletlerinin kapısının kilitli tutulduğu,

Henüz 1.5 yıllık bir eğitim binasında engelli tuvaleti diye yapılan yerin kapısının matkapla vidalama yoluyla kapatıldığı,

Engelli tuvaleti sorulunca sadece klozetli tuvaletlerin akla geldiği ve onların gösterildiği,

Birçok tuvaletin girişinde birkaç santimlik yükseklik yapıldığı ya da eşik konulduğu,

Kapıları kilitlenen, matkapla kapatılan ve depo gibi kullanılan tuvaletlerin gerekçeleri sorulduğunda ise, “Okulumuzda engelli öğrenci olmadığından tuvaleti diğer çocuklar kullanmasın diye kapalı tutuyoruz” ya da “Tuvalet kullanılmadığı için bu malzemeleri koyacak başka bir yerimiz yoktu, buraya koyduk” gibi cevaplar alınmaktadır.

Asansörler:

Birçok eğitim binasında standartlara uygun olmasa da bulunan asansörlerin bir defa dahi hiç kullanılmadan atıl vaziyette tutulduğu, Bazı asansörlerin önlerinin evrak dolapları ile kapatıldığı ve bazılarının da kilitlendiği görülmüş ve bu sorunun gerekçesi sorulduğunda ise, “Engelli öğrencimiz/personelimiz olmadığından açmıyoruz kapalı tutuyoruz” gibi cevaplar alınmaktadır.

Rampalar:

Denetim yapılan tüm kamu kurum, kuruluş ve özel kuruluşlarda yapılan rampaların standartlara uygun olarak yapılmadığı,

Rampa eğimlerinin yapıldığı yüksekliğe göre yüzde 6, 8, 9 ve 10 olması gerekirken yer yer yüzde 40-50 derece gibi eğimli rampaların yapıldığı,

Tüm rampa yüzeylerinin kaygan özellikte yapıldığı ve yürüyenlerin dahi kaydığı için çıkmakta zorlandığı,

Küpeşte ve tırabzanların rastgele ölçülerde standartlara uygun yapılmadığı görüldü.

Bunlar dışında kamu kurum, kuruluş ve özel kuruluşların genelinde de görme engelliler için hissedilebilir kılavuz yolun yapılmadığı, sadece iki veya üç yerde yapıldığı.

Kamu kurum, kuruluş ve özel kuruluşların genelinde kapalı veya açık otoparklarında engelli otopark yerinin yapılmadığı görüldü.

İşin en ilginç tarafı da yıllar önce yapılmış olan eski kamu kurum, kuruluş ve özel kuruluşlarında bir düzenleme olmamasını anlayabiliyoruz da , Engelliler Kanunu’nun çıktığı 2005 yılından sonra yapılan binalardaki eksikliğe hiçbir anlam veremiyoruz. Denetimler esnasında kaç tane yeni yapılmış kamu kurum ve kuruluşunun bu durumda olduğunu gördük. Bunlar arasında 5 yıllık, 6, 7, 8 yıllık binalardan tutun da 1.5 yıllık binaya kadar olanı vardı. Özel kuruluşların yaptığını bir kenara bırakın bunu yapan kamu kurumuna ne demeli peki?

Sözün özü, yasalarda hangi değişikliği yaparsanız yapın, hangi uygulamayı getirirseniz getirin, zihinlerdeki erişilebilirliğe çözüm getirip önyargıları kırmadıkça bu ülkede engelli insanların yaşadığı sorunlar onlarca yıl daha yaşanmaya devam edecektir.”

Ali Haydar KOYUN

Ali Haydar Koyun Kimdir ?

Malatya’da dünyaya gelen Ali Haydar Koyun kardeşimiz 1972’de romatizma hastalığının yol açtığı eklem kireçlenmesi nedeniyle 1979’dan beri yürüyemiyor. Açık öğretim lisesini bitiren Ali Haydar, 1994-2015 yılları arasında Türkiye Sakatlar Derneği Malatya Şubesi’nin başkanlığını yürüttü. Bugüne kadar ‘Sessizliğim’ isimli şiir kitabı ile, ‘Sevginin Gücü’ adıyla derleme bir öykü kitabı çıkardı. Ali Haydar Koyun Malatya Söz Gazetesi’nde köşe yazarlığı yapıyor.