GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Milliyet

TARİH DİLE GELDİ

Tenis Dünyası Dergisi`nin Kasım-Aralık sayısında Şevket Furkan Erbay`ın, Türk tenisinin değişmez bir numarası 79 yaşındaki Nazmi Bari ile yaptığı söyleşiyi keyifle okuduk. Söyleşide, Nazmi Bari`nin unutulmaz beşi şöyle sıralanıyor: Fehmi Kızıl : Yüreğiyle oynardı. Sonra en iyi antrenörlerden biri oldu. Behbud Cevanşir : TED Kulübü`nü bugünlere getiren isimdi. Şefik Fenmen : Gördüğüm en iyi oyunculardan biriydi . Türk tenisine çok şey verdi. Remzi Aydın : Öğrencimdi. Yeteneğiyle fark atardı. Alaattin Karagöz : Son dönemin en iyisi. Yurtdışına gidebilseydi, durduramazlardı. Nazmi Bari`nin hatırladığı ilk önemli maçı Jaroslav Drobny`ye karşı olan 1948 İstanbul Enternasyonel`deki (şimdiki adıyla TED Open) mücadelesiymiş. Birkaç yıl sonra Fransa Açık`ta 2, Wimbledon`da da bir şampiyonluk kazanarak Çek tenisinin ilk büyük yıldızı olarak tarihe geçen solak Drobny ile yaptığı maçta ilk oyunu almayı başarınca, arkadaşlarına dönüp “Ben bunu yenerim” demeye başlamış. “Meğer beni oynatıyormuş” diye devam ediyor Nazmi Bari : “O gün ona 6-1, 6-1 yenildim. Beni Pera Palas`a çağırdı ve bir ayakkabı hediye etti. Çünkü o maçta kortta çıplak ayakla oynamıştım.” İşte o yıllarda İstanbul`da tenise gönül vermiş bir gencin hikayesi.

“Kavgayla olmaz”Türk tenisinin çınarı Nazmi Bari söyleşisinin sonunda Türkiye Tenis Federasyonu ile ilgili şöyle diyor : “Bu federasyon geldiğinden beri hiçbir iş yapmadı. Herhangi bir konuda fikir almak için bile bana veya benim gibi deneyimli isimlerin yanına gelmediler. Tenisin içinden olmayan bir federasyonun başarılı olması mümkün değil. Kavga gürültüyle bu iş olmaz.” Benzeri şeyleri biz yazdığımız zaman Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı ve bazı yönetim kurulu üyeleri küstü. Arkamızdan konuştu. Gördüğünde selam vermedi. Bizim de hiç umurumuzda olmadı. Şimdi benzeri sözleri Türk tenisinin bir devi söylüyor . Hadi bakalım Azmi Kumova ve ekibi, şimdi de Nazmi Bari`ye kızıp arkasından konuşacak mısınız?