GÜN
SAAT
DAKİKA
SANİYE
| Posta

YANLIŞ TANINAN ENGELLİLER: SPASTİKLER

Ali Çetin, benim Konyalı kardeşlerimden biri. Spastik engelli, hayata bağlı, semazen aynı zamanda. Can dost. Bir süre önce, yukarıdaki başlıkla gönderdiği bir mail aldım. Kendisi mi yazmış, yoksa bir yerden alıntı mı yapmış, yazmamış. Ancak, konunun önemi ve yanlış bilenenlerin düzeltilmesi bakımından aşağıda yayınlıyoruz.

Rahmetli ağabeyim de spastikti. Durumu ağırdı. Ne yürüdü, ne oturdu. Ama çok zekiydi. Her zaman söylediğim gibi, yattığı yerde okuma öğrendi, İngilizce öğrendi, evin hakimi oydu. Onun için, toplumdaki yanlış anlamaların düzeltilmesi bakımından önemli bir yazı.

‘İşleri çok zor’
“Spastik engelli birini tanıyor musunuz? Tanıdığınız bu spastik engellinin bir zeka sorunu olmadığını anlamışsanız, biliyorsanız sorun yok. Ama bunu bilmeyenler maalesef çok. Spastiklerin büyük çoğunluğunun zeka problemi yoktur. Evet, en yanlış tanınan engelliler; spastik olanlar. Kendilerini anlatana, tanıtana, ifade edene kadar işleri gerçekten zordur. Gördüğü her engellinin zeka sorunu varmış gibi davranan kişiler en çok onları incitir!

‘Zihinsel engelli değiller’

Serebral Palsi (Cerebral Palsy) yani beyin felci geçirmiş kişilere spastik adı veriliyor. Bu hastalığı geçiren kimseler ve halk arasında “spastik” denilen engelliler, zihinsel engelli değildir. Hastanın zeka düzeyiyle ilgili olmayan bu hastalıkta beyin ile vücuda giden sinyallerin tam olmaması nedeniyle istem dışı hareketler ortaya çıkar. Konuşurken kasılırlar, kekelerler, yüzleri çeşitli ifadelere bürünür. Bu nedenle onları tanımayan kişiler tarafından zihinsel engelli muamelesi görürler. Bu ne büyük bir yanılgı ve hatadır. Bir insanın hareketlerinin yavaş, konuşmalarının bozuk olması onun zihinsel engelli olduğu anlamına gelmez. Onlar normal zekaya sahip olabilirler. Serebral Palsi kısa adıyla SP geçirmiş kişilerin zihinsel engelli olduğuna dair bir ön yargı var. Bu genel ön yargı nedeniyle spastik engelliler kendilerini doğru ifade etmekte zorlanıyor. Spastiklik toplum tarafından yanlış biliniyor. İnsanlar onları yanlış tanıyor. Toplum tarafından dışlanıyor, hor görülüyor ya da yok sayılıyor. Bazıları, spastik görünce korkup kaçabiliyor.

‘Hor görmek…’
Zihinsel engelli ya da akıl hastası sanılan; sürekli korkulan, kaçılan, hor görülen, küçümsenen biri olmanın spastikler üzerine bıraktığı psikolojik etkiyi bir düşünsenize. Spastikler, günlük hayatta çektiği hareket zorluğu, konuşma güçlüğü gibi pek çok olumsuz etkinin yanı sıra bir de bununla baş etmek zorunda kalıyorlar.

‘Dışlanıyorlar’
Spastik engelliler pek çok alanda olduğu gibi eğitim alanında da sıkıntı çekiyorlar. Okullara alınmıyor, arkadaşları tarafından dışlanıyor, eğitim sisteminin onlara uygun olmaması nedeniyle performanslarını gösteremiyorlar. Eğitimlerini bir şekilde tamamladıklarını varsayalım, bu kez istihdam alanında zorlanıyorlar. Spastik engellilerin iş bulma şansları diğer engellilere oranla daha az oluyor. Özellikle özel sektörde iş bulmaları daha da zor. Oysa ki onların beyin güçleri yerinde ve çok şeyi başarabilecek kapasitedeler. Spastiklerle ilgili bir önemli konu da spastik teriminin kullanımı. Ne acıdır ki spastik kelimesi bir hakaret olarak da kullanılıyor. Öncelikle spastik kelimesinin, bir hakaret veya alay kelimesi olarak dağarcıklardan mutlaka çıkarılması gerekir.

‘Doğru tanıyalım’
Sonuç olarak spastik engellileri doğru tanımalıyız. Spastiklerin, kasılma ve istem dışı hareketlerden dolayı görünüşleri biraz olağan dışı oluyor. Bu nedenle kimse spastikleri hor görmemeli, yok saymamalı, korkmamalı, kaçmamalı. Spastikliğin bir akıl hastalığı veya zeka geriliği değil; sinir sistemi ve dolayısıyla kasların düzgün çalışmamasından dolayı ortaya çıktığını bilmeliyiz.”

Ali Çetin
alico_1975@yahoo.com.tr