
Yazıyorsun da ne oluyor?
Yazıyorsun da ne oluyor? Posta
Yavuz Kocaömer Posta
Geçenlerde bir arkadaşımla karşılaştım. “Yazılarını devamlı okuyorum. Ama bir faydası oluyor mu? Çünkü bu ülkede doğru yazılanların çoğu unutulur gider” dedi. Kendisiyle aynı fikirde olmadığımı söyledim. Bir kere bu köşenin birinci amacı, engelli ve engelsiz insanlarımızı, ülkemizde engelliler konusunda yapılan yanlışlarla ve doğrularla ilgili bilgilendirmek. Yazdıklarımızın neredeyse tamamına, hem siz okuyucularımızdan, hem de konu ettiğimiz kurum, kuruluş ve kişilerden cevap ile tepki alıyoruz. Bazıları düzeliyor, bazıları aynen devam ediyor.
THYTürk Hava Yolları’nın yılda yüz milyarlarca gelir kaybına rağmen İstanbul – Ankara hattında olmayan business class uygulaması bu köşe sayesinde başlamıştır. Bunun belgeleri arşivlerimizde mevcuttur. Devamlı ve ısrarlı tavrımız sonunda zamanın Türk Hava Yolları yönetimi, İstanbul- Ankara arasında business class uygulamasını başlatmış ve böylece o zamanki genel müdürün daha sonraki ifadesiyle de “İnanamayacağımız kadar fazla gelir elde etmeye başladık” şeklinde olmuştur.
Diyarbakırlı YaşarZeka engelli Diyarbakırlı Yaşar’ın, bir süre önce bir kısım esnaf tarafından nasıl insafsızca dövüldüğünü bu sütunlarda dile getirdiğimiz de sizlerden olumlu tepkiler aldık; kendini bilmez birkaç kişinin anlamsız tehditleri dışında. Ama Diyarbakır Emniyet Müdürü Atilla Çınar’dan henüz bu insanlık dışı olayın suçluları hakkında yapılan soruşturmanın sonucunu alamadık.
Bedensel Engellilerle Dayanışma DerneğiTekerlekli sandalye dağıtımını ticaret haline getiren Bedensel Engellilerle Dayanışma Derneği’nde dönen dolapları, yazılı şahit ifadelerine dayanarak yazdık. Bu tabi ki dernek başkanı ve yöneticilerin işine gelmedi. “Artık tekerlekli sandalye dağıtmıyoruz” diye önce inkar ettiler. Şimdi görüyoruz ki bir çok yerel gazeteye ilan vererek, bu kez küçük engelli çocukları ortaya koyarak, yine tekerlekli sandalye bağışı toplamaya devam ediyorlar. Bundan böyle bağışlarınızı yapacağınız dernekleri çok dikkatli seçmek zorundasınız.
Özürlüler Vakfı Devamlı okurlarımız hatırlayacaktır. Özürlüler Vakfı ile ilgili iddialarımızı ve gerçekleri yazdığımızda, gönderdikleri açıklama sorularımıza cevap teşkil etmemişti. Daha sonra yine yazdık, ses çıkmadı. Bu arada öğrendik ki vakfın başkanı istifa etmiş. Bir de bu vakfın ticari işlerini yürüten bir şirket varmış. Şimdi bu şirketle ilgili bilgiler toplanıyor. Gerektiğinde sizlerle paylaşılacak.
Lokman Ayva Bir süre evvel engelli milletvekilimiz Lokman Ayva’nın, 3 Aralık 2001 günü verdiği sözleri tutamadığını ve yaptığı bazı yanlışları sizlere iletmiştik. Bugüne kadar kendisinden herhangi bir cevap ve açıklama alamadık. Sorularımıza verecek cevabı olsaydı, eminiz bu konularda çok titiz olan Lokman Ayva bunları bizimle paylaşırdı.
Yazmaya devamGüzelliklerin yanında kötülükler de yazılacak. Toplumumuzda, olumsuzlukların engelli insanlarımızla özdeşleştirilmesinin en aza indirilmesi için çaba gösterilecek. Engellilerin güzel sanatlar, politika, sosyal yaşam, spor ve eğitim konusundaki başarıları bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizinle paylaşılacak. Paylaşılacak ki bazı kendini bilmezler “Sakatın da sporu mu olur?” demekten vazgeçecek. Yine kaleminden çıkanı gözü görmeyenler, engellileri bacakları olmadığı için evindeki yatak tepsisine benzetmek nezaketsizliğini yapmayacaklar. Biz yazacağız ki, engellilerin başarılarını dile getireceğiz ki, engelsiz geçinen bazı medya mensupları “Bu sakatlar da yardım istemekten başka bir işe yaramaz” dememeyi öğrenecek. Bunları tekrar tekrar yazmak belki devamlı okurlarımızı sıkacak ama beni hiçbir zaman yormayacak. Gerek basından, gerekse engelli insanları istismara kalkışan engellilerden ve de işlerine gelmeyen şeyleri bu köşede okuyanlar hala bu satırların yazarını kendileriyle karıştırıp soruyorlar: “Bu yazıları yazmak için kaç lira alıyorsun?” Ben yazmaktan sizin de çoğunuz okumaktan bıktınız. Ama bilmeyenler için tekrar edelim. Bu satırların yazarı bu çabaları için hiç kimseden bir kuruş para almamaktadır. Gazetecilik, spor yazarlığı bu ülkede bir çok insanın mesleğidir, ekmek parasıdır. Bizim ise yaşam biçimimizdir. Aradaki farkı anlamak için bu konuyu gündeme getirenlerin, eğer varsa, insani değerlerini tartışmak gerekir.