‘ BEN DEMİŞTİM ‘ TAYFASI
| Milliyet

‘ BEN DEMİŞTİM ‘ TAYFASI

Biz de Paris `e Dünya şampiyonasını izleme şansını elde edenlerdeniz. Açık olmak gerekirse, amacımız Süreyya Ayhan`ı değil, aynı şampiyona içinde yapılan 200 metre tek bacak ampute, 400 metre görme engelliler, 400 metre celebral pallsy, 800 ve 1200 metre tekerlekli sandalye yarışlarıydı.

Tabii bu arada Süreyya Ayhan`ı da izledik. Bu konuda yorum yapmaya ne atletizm bilgimiz müsait, ne de bugüne kadar bazı “kıymeti kendinden menkul atletizm ulemaları” gibi 6 Avrupa 7 Dünya şampiyonası izledik.

Ülkemizde, aslında böyle yazarların bulunmasına kızmamak gerekir. Kişisel kaprislerini kendilerine ayrılan köşelerde tatmin etmeye çalışanlar da olmasa, eminim bu bakımdan hayatımız pek renkli olmayacak. Onun için bu yazarlara kızmak yerine, onları bir eğlence olarak görmek daha iyi olacaktır. Aslında onlar için en uygun deyimi geçtiğimiz Pazar Hürriyetin ilavesinde yazmışlar: “Ben demiştim“ tayfası.

“Yücel Kopla Süreyya Ayhan bizi görünce başını çeviriyor” diye eleştirmeden önce, insanların kendi yazdıklarına, söylediklerine bakmaları lazım. Bir toplantıda herkesin içinde Yücel Kop an “kamyon şoförü” diye bahsedeceksiniz, sonra da onun size selam vermesini bekleyeceksiniz. Aslında her meslek ulvi olmalıdır. Bu ayrımcılık yapılırken, kamyon şoförleri de gereksiz bir şekilde öne sürülmüştür.

Atletizmden bu kadar anlayan, bu konuya yıllarını ayırmış insanların, köşe yazılarında engelliler atletizminden bir satırla bile bahsetmemeleri normal mi? Ama özellikle 6 Avrupa, 7 Dünya şampiyonası izlediği için övünen yazarımızın engelliler konusundaki görüşleri bellidir. Ona göre engelliler, yardım istemekten başka bir şey bilmezler. Bu sözün söylendiği tarih 27 Aralık 2001, yer Park Şamdan, şahidin adı ise bizde saklı.

Gelelim 9. Dünya Atletizm Şampiyonası çerçevesindeki engelli yarışlarına. Yukarıda saydığımız branşlarda yapılan yarışlar çok keyif vericiydi. Özellikle 800 metre tekerlekli sandalyeli bayanlar yarışından sonra stadda tur atan atletleri, 60 bin kişinin ayağa kalkarak alkışlaması muhteşem bir tabloydu. Üzerinde durulması gereken yarışmalardan bir tanesi de 200 metrede tek bacak ampute yarışı idi. Yani bu yarışta koşanların bir bacağı diz altından yok. Gelişen teknoloji ile carbonfiber alaşımı bir protez kullanıyorlar.

Birinci olan Amerikalı Marlon Shirley 5 yaşında bir kaza sonucu tek bacağını kaybetmiş. 2003 yılında Amerikada en iyi engelli atlet seçilmiş. 21 Haziran 2003 tarihinde Utah Yaz Oyunlarında 100 metrede 10.97 koşmuş ve böylece 11 saniyenin altına inen ilk ampute koşucu olmuş. Paris e 200 metrede Dünya şampiyonluğunu 22.93 koşarak elde etti. 200 metre Dünya şampiyonu olan engelsiz koşucu John Capel ise 20.30 la koştu. Yani aralarında yaklaşık 2.5 saniyelik zaman farkı var.

Ülkemizdeki 100 ve 200 metre engelsiz koşucular rekorları ise hayli ilginç. Reşat Oğuz 100 metreyi 1998de 10.38le koşarak Türkiye rekorunu kırmış. Yine aynı atletimiz, aynı sene 200 metreyi 21.04 le geçerek Türkiye rekoruna ulaşmış.

Bir başka deyişle 200 metrede tek bacaklı Amerikalı Marlon Shirley Dünya şampiyonu olurken, bizim engelsiz atletimizin koştuğu Türkiye rekorundan 1.89 saniye daha yavaş koşmuş. Ülkemizdeki kısır çekişmeler bir kenara bırakılıp Atletizm Federasyonua rahat çalışma olanakları sağlanmazsa, kısa bir süre sonra tek bacaklı bir koşucunun, Türkiye`nin engelsizler 100 veya 200 metre rekorunu kırmayacağını kim garanti edebilir?