| Posta

GEÇ KALMADAN

Yavuz Kocaömer Posta

ATV Haber Müdürü Sayın Ali Kırca’nın asansör boşluğuna düşerek geçirdiği ciddi kazayı hepimiz duyduk.

Yıllar önce bir yakınımızı benzeri bir kazada kaybettiğimizi düşündüğümüzde, Sevgili Ali Kırca’nın bu büyük kazayı çok ucuz atlattığını söyleyebiliriz. Tanrı hiçbirimize böyle beklenmedik acılar göstermesin.

Basit süreç

17 Temmuz akşamı TV’de yaptığı konuşmada Ali Kırca: “Sağlıklı olarak yaşarken fark etmediğiniz bir çok şeylerin önemini görüyor insan. Yürümek denen o çok basit sürecin ne kadar önemli olduğunu görüyorsunuz” dedi. Yıllardır hep anlatmaya çalıştığımız nokta bu. Bu ülkede yedi milyon engelli insan yaşıyor. Her zaman söylüyoruz, biz bu konuda, ailemizdeki özel durumlar dolayısıyla Sevgili Sakıp Sabancı’nin deyimiyle “Attan düşmüşlerdeniz.” Ancak, konuyu bu kadar içinde hissetmeyen insanlarımızın da engelliler konusuna duyarlı olması için, muhakkak başlarından bir felaket geçmesi şart değil. Özellikle devlet kurumlarındakı görevliler ve Türkiye’de sevilen sayılan sporcular, sanatçılar, medya mensupları ve politikacılara bu konuda büyük görev düşmektedir.

Sayılmak

Maalesef ülkemiz, son birkaç yıl hariç, engelliler konusunda devlet olarak, mahalli idareler olarak, özel kuruluşlar olarak çok fazla bir sey yapmamıştır. Oysa, engelli insanlarımızın tek isteği vardır: “Sayılmak ve adam yerine konulmak.” Bu da çok zor bir şey olmasa gerek. Eğer hep birlikte, bu insanlarımız için çözümler üretip, onların yaşamlarını kolaylaştırıcı, eğitimlerini sağlayıcı önlemler üzerinde çalışırsak, yalnız onlara değil, kendimize de yardım etmiş oluruz.

Örnek olalım

Hiç şüphemiz yok ki Sayın Ali Kırca bundan böyle, bu konuda çok daha duyarlı olacak ve bizlerle birlikte engelli insanlarımıza, yaşamlarını kolaylaştırıcı önlemlerin alınmasına büyük katkıları olacaktır.

Amerika’yi yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Batılı ülkeler yaklaşık 70-80 yıldır bu önlemleri almışlar ve orada yaşayan engelli insanlar, çoğunlukla topluma kaynaşmışlar ve alınan önlemler dolayısıyla engellerini neredeyse hissetmemektedirler.

Ülkemizde ise 1930 yılında çıkarılan bir yasa ile idare edilmeye çalışılan belediyelerin, engelliler konusunda yapması gerekenler 60 sene sonra 1990 yılında, Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen bir-iki ilaveyle hatırlanmıştır. Ancak, bugünkü uygulamaya baktığımızda, bunun da kağıt üzerinde kaldığı görülmektedir.

Bu bakımdan, istismara da açık olan bu konu, kanaatimizce Cumhurbaşkanlığının koordinasyonunda kalıcı çözümler üretecek bir koordinasyon kurulu tarafından ele alınmalıdır.