| Posta

‘GEREĞİNİ RİCA EDERİM…‘

Yıllardır ülkemizde devlet dairelerindeki bürokratlara, bürokrat yardımcılarından daire başkanlarına, personelden vatandaşlara, sivil toplum örgütlerine, çeşitli özel kurumlara gönderilen her yazının sonunda şu yazar: Gereğini rica ederim.

Baktığınızda, sadece ilgili devlet memurunun adı ve soyadı vardır. Aslında olması gerektiği gibi ‘Saygılarımla’, ‘Dostane selamlarımla’, ‘Hayırlı günler dileklerimle’ gibi ibare yoktur. Bu gibi insani ibareleri koymamak da devletimizde dönem dönem çeşitli görevlere gelenlere ayrı hava verir. O koltukta bulundukları sürece kendilerini halkın, vatandaşların üstünde ve onların amiri görürler.

Diğer ülkeler

Diğer ülkeleri incelediğimizde birçok ülkede devlet dairelerinde bu tip yazışmalarda ilgili memur, başkan, her kim ise isminden önce ‘Saygılarımla’ veya ‘Dostane selamlarımla’ yazar. Bizde ise, bu nezaket ve insanlık göstergesi olan ibareleri KULLANMAMAK artık rutin hale geldi. Ve adeta devlet dairelerinde çalışanlar, ilgili özel kurumlara, sivil toplum örgütlerine gönderdikleri yazılarda, kendilerine sorulan soruya cevap verirken dahi bir üstünlük göstergesi sergiliyorlar.

Üniversitelerimiz

Bildiğiniz gibi üniversitelerimiz devlet kurumu değil. Onların başındaki rektörler, dekanlar da öğretim görevlisi. Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı olarak yüzlerce engelli öğrencimize burs veriyoruz. Üniversitelerimizin öğrenci işlerine de yazı yazılarak, bu konudaki taleplerin tarafımıza bildirilmesini rica ediyoruz. Bu bilgiler geliyor. Altında imzalar Rektör, Rektör Yardımcısı, Prof… Mektubun sonunda ‘Gereğini rica ederim’ yazıyor. Bir üniversite dekanı veya rektörü, sivil toplum örgütüne gereğini rica edemez. Bunun anlamı kibarca “Bunu yap” demektir.

Nezaket için…

Kaldı ki yine herhalde devlet kurumlarından gelen alışkanlıkla altında ‘Saygılarımla’ sözü yoktur. Ama o sivil toplum örgütleri, üniversitelere yazdıkları zaman ‘Saygılarımla’ ibaresini ilave derler. Çünkü bu nezakettendir. Peki bu rektörlerimizin, yardımcılarının kendilerini sivil toplum örgütlerinin üzerinde görmesinden mi kaynaklanıyor acaba? Sonra o öğretim üyelerimiz emekli oldukları zaman, kendileri ile ilgilenilmesi için çevrelerine, sivil toplum örgütlerine, görev başında yazdıkları yazılarda sergiledikleri tavrın aksine yumuşak davranırlar. Öğretici durumuna geçerler. Koltuk sahibiyken yaptıkları nedir? İnsanları hor görmek!!!

Sevgide serbestlik saygıda mecburiyet

Bu durumun devlet kurumlarından başlamak üzere değişmesi gerekir. Çünkü devletin tüm kurumlarında çalışan her birey kendi vatandaşlarına saygı göstermek mecburiyetindedir. Bu saygı da, o anda görevde olan devlet yetkilileri tarafından ifade edilir. Her şeyi Sayın Cumhurbaşkanımıza yüklemeye, ondan yardım istemeye alıştık. Belki bu konuda da yine Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bir çözüm bulur. Ve milletçe ‘Sevgide serbestlik saygıda mecburiyet olduğunu’ bir kez daha hatırlarız.

Tüm adaylara eşit mesafedeyiz

Bedensel Engelliler Spor Federasyonu’nun Olağan Genel Kurulu yaklaştıkça, sosyal medyada ve çeşitli çevrelerde adaylık konusunda birçok şey söyleniyor, yazılıyor. Bunlardan biri de Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin (TMPK) genel kurulda bir başkan adayı göstereceği. Daha önce defalarca söyledik: Türkiye Milli Paralimpik Komitesi tarafsız bir kurumdur. Kendi içinden aday göstermez, gösteremez. Ama ‘Ortalık karışsın da, ne olursa olsun’ zihniyetiyle hareket edenler böyle bir şeyi duydukları zaman buna hemen sarılıyorlar. Tekrar etmekte fayda görüyoruz. Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Genel Kurulu’nda adayı yoktur. Bu dernek tüm adaylara eşit mesafededir. Genel kurulda kullanacağı 2 oy vardır. Bunu da genel kurul günü uygun gördüğü adaya verir. Bunun dışında artık kimsenin bu sözlere itibar etmemesi gerekir.

Herkese başarılar

Diğer bir konu da Görme Engelliler Spor Federasyonu’nun ihraç edilen eski başkanı Abdullah Çetin. Rio 2016 Paralimpik Oyunları sırasında bizzat bu satırların yazarına şunu söylemiştir: “Ben ceketimi assam kazanır.” Bunu söyledikten 15 gün sonra bilinen nedenlerle başkanlıktan ihraç edildi. Yeniden aday olamaması doğaldır. Orada da adaylara başarılar diliyoruz. Bu konuda da Türkiye Milli Paralimpik Komitesi yine diğer federasyonlarda olduğu gibi tarafsızdır.

Hiçbir adayla görüşülmüyor

Bu genel kurullarda TMPK’nın delege göndermemesi gereken federasyon İşitme Engelliler Spor Federasyonu’dur. Çünkü, işitme engelliler sporu paralimpik oyunların dışındadır. İşitme engelliler kendi yaz ve kış olimpiyatlarını düzenlerler. Zamanında bu yönetmelik çıkarken, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ndeki ilgililere bu konuyu hatırlattığımızda “Şimdi böyle yazalım da ilerde düzeltiriz” demişlerdi. Çünkü neler yapıldığını bilmediği konuda Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin kullanacağı 2 oyun hiçbir kıymeti yoktur. Ayrıca Türkiye Milli Paralimpik Komitesi hangi engelliler spor federasyonunda olursa olsun, hiçbir adayla görüşmeme kararı almıştır. Umarız bu söylentiler artık sona erer.

Güzel Söz

Elimde olsaydı, her karış toprağa buğday eker gibi kitap ekerdim. / HORACE

Yazının gazete görünümü için tıklayınız…

Posta Gazetesi 31.10.2016