| Milliyet

PİS KOKULAR

Bir süre önce, Görme Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Asaf Avcı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığıa bir yazı gönderiyor. Yazıda kısaca “Özel işlerimden dolayı çok sıkça Ankaraya gelemediğimden, birçok federasyon başkanının yaptığı gibi ben de, idari ve mali işlerde yetkilerimi Genel Sekretere devretmiş idim. “Fahri olarak yaptığım bu görevde, Federasyonumuz içerisinde bazı yolsuzluklar yapılmış olduğunu öğrenmiş bulunmaktayım. Böylesine bir davranış benim için anlaşılmazdır. Görme engelli insanların rehabilite edilmesine, spor aktivitelerinin geliştirilmesine harcanması için ayrılan bütçenin, usulsüzce , gayri resmi yollardan bazı memur arkadaşların ve spor kulüp başkanlarının el altından ceplerine indirmelerini ise anlayamıyorum. Lütfen federasyonuma gelin, inceleyin, araştırmaları yapın, bu konuda elimdeki her türlü belgeleri de size vermeye hazırım ” diyor.

Böylesine mert ve cesurca bir davranış, belki de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarihinde ilk defa oluyor. Ama Asaf Avcı`nın yazdıkları yalnız Görme Engelliler Spor Federasyonu`nda değil, diğer bazı federasyonlarda da yapılıyor. Kendi başkanlık dönemimizden biliyoruz. O zamanlarda mutemetlerle ilgili bir çok yolsuzluğa bizzat şahit olmuştuk. Hatta bir keresinde, bir sağırlar spor kulübünün hak ettiği yollukları vermeyip, cebine atan bir mutemedi odama çağırıp da “Şimdi ne olacak ?” dediğimde, yüzsüz şekilde “Başkanım mahkemeye verirsiniz, şeriatın kestiği parmak acımaz” demişti. Ona gerekli dersi vermemek için, kendimi nasıl zor tuttuğumu hatırlıyorum.

Ülkemizde hortumlanan yalnız bankalar ve benzeri devlet kuruluşları değil. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüün trilyonları aşan bütçesinin belli bir bölümünün, yukarıdaki Görme Engelliler Spor Federasyonu`nda olduğu gibi, başka federasyonlarda da vicdansızca harcanıp, birtakım kişilerin ceplerine indirdiği gerçek. Bu tip vicdansız memurların çeşitli yöntemleri vardır. Müsabakalara katılmayan kulüpleri katıldı gibi gösterirler, gelmeyen hakemleri gelmiş gibi gösterirler, bir şampiyonaya 10 kişilik takım katılmışsa, 15 kişi gösterirler, aradaki farkları cebe atarlar.

Hatta yönetim kurulu toplantılarına gelemeyen bazı yönetim kurulu üyelerine de bordroları imzalatıp, onların da harcırahlarını cebe atarlar. Sonra tahkikat açılır, çoğunlukla kınama cezasıyla iş geçiştirilir. Bir bakarsınız bir süre sonra o Genel Sekreter, bir başka federasyonda faaliyetlerine devam ediyor.

Engellilerin sırtından çıkar sağlayan bazı kulüp başkanları da artık ortaya çıkarılmalı. Ve böyle kişilerin bir daha kulüp başkanlığı yapamayacak şekilde cezalandırılmaları , bu tip olayların azalmasına yardımcı olacaktır.

Yeni dönemde Genel Müdür Mehmet Atalay ve ekibinin, bu tip yolsuzluklara geçit vermeyeceğini bilmekle beraber, gerekli önlemlerin bir an önce alınması ve suçluların bulunarak, en ağır şekilde cezalandırılması, Türk sporunda kanayan yara olan idari yolsuzluklara indirilecek en büyük darbe olacaktır.

Spor kamuoyu , 600 – 700 milyon TL maaş alan (ailesi tarafından bir geliri ve varlığı yoksa) kolunda altın rolex saat taşıyan federasyon memurlarını artık görmek istemiyor.