| Milliyet

SPOR BAKANLIĞI

“Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, yeterli zamanı olmadığı için sporla ilgilenemiyor. Dolayısıyla ülkemize bir Spor Bakanlığı lazım. Aksi halde sporda hiçbir şey yapamayız.” Son zamanlarda medyada, özellikle de bir yazar tarafından devamlı gündeme getirilen bir konu bu.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüün daha önceki çalışma şeklini bilmeyenler, spordan sorumlu bir bakanla, spordan sorumlu bir başbakan yardımcısının yaptırım gücünü anlamayanlar, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüün özerk bir kuruluş olup, sadece onay yönünden bir bakana bağlı olduğunu bilmeyenler için ortaya atılacak bir tez bu. Yıllardır siyasi eğilimlerine mahkum olmuş spor bakanları tarafından yönetilen teşkilat yozlaşmış ve bitmiş hale gelmişken, yeni hükümetin iş başına gelmesiyle durum değişmiştir. Eski dönemde, şimdilerde ayda birkaç yüz milyona yapılan internet sitesini, ayda 26 milyar devletin cebinden para ödeyerek bir gruba peşkeş çeken bir genel müdür, yolsuzluklarla ilgili dosyaları siyasi kaygılarla sümenaltı eden bir bakanla yönetilen Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, bugün ülkenin ihtiyacı olan iki konuda büyük başarı sağlamıştır. Bunların birincisi siyasi atamalar durdurulmuş, ikincisi ise yolsuzlukların önüne geçilmiştir. “Devlet malı deniz” alışkanlığı süratle yerini dürüst ve ahlaklı bir anlayışa bırakmaya başlamıştır.

Daha önce spor bakanı unvanıyla çalışan siyasi bir bakan, bir başka bakan tarafından yine siyasi nedenlerle ciddiye alınmazken, bugün başbakan yardımcılığının otoritesi ve bunun yanı sıra başbakanın güvendiği bir insanın teşkilatın başında olması işlemleri kolaylaştırmıştır.

Batılı ülkelerin çoğunda spor bakanı diye bir bakanlık dahi yoktur. Örneğin Almanyada spor, İçişleri Bakanlığıa bağlıdır. Spor, Federal Alman Spor Teşkilatı tarafından ve özerk federasyonlar vasıtasıyla yönetilmektedir.

Her fırsatta büyük düşündüğünü iddia eden, ileriye dönük projeleri en önce ortaya çıkardığını zanneden bazı spor yazarları ortalığı karıştıracağına, biraz da dünya ve ülke gerçeklerine uygun önerilerde bulunsalar daha iyi olur. Meclise sevk edilmek üzere bekleyen “Spor Konseyi Yasası” çıktıktan ve federasyonlar özerk hale getirildikten sonra, Spor Bakanlığı gibi gereksiz bir kuruma zaten ihtiyaç olmayacaktır.

Eskiden olduğu gibi, sporcu bakanlarla devletin olanaklarından yararlanarak gününü gün etmeye çalışanlara da bir daha bu ülke fırsat vermeyecektir.